Kayıtlar

Şubat, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TEKEL işçileri artık ölümüne süresiz açlık grevinde

TEKEL işçilerinin 53 gündür sürdürdükleri direniş bugün yeni bir boyut kazandı. Artık süresiz açlık grevindeler. 200’e yakın işçi bugün itibariyle TÜRK-İŞ Genel Merkezindeki toplantı salonunda süresiz açlık grevine başladı. Süresiz açlık grevine başlayan işçiler salona girerken; “ölmek var dönmek yok”, “her yer TEKEL her yer direniş” şeklinde sloganlar atarak kararlılıklarını ortaya koydular. Çaresizliğin çaresi “açlık grevi”   Tek Gıda İş Sendikası Genel Sekreteri Macit Amaç, yaptığı açıklamada; “bizler açlık grevini tasvip etmiyoruz, fakat çaresizliğn çaresi olarak bu yolu seçtik” dedi. Amaç; Recep T. Erdoğan’ın dün televizyonlarda yaptığı “ 6 bin kişi hesabına yatan kıdem ve ihbar tazminatını çekti” yönündeki açıklamasınında doğruyu yansıtmadığını söyledi. İlgili bankayla iletişime geçtiklerini ve bankanın işgüzarlık yaparak hesaplardaki paraları fon hesabına aktardığını söyleyen Amaç, “Mudilerin hesaplarının gizli olması gerekir, banka yönetimi ve onlara emir verenler suç işlem

4/C kimin elinde kalacak ya da kimin elinde patlayacak

Başbakan TEKEL işçilerinin ücretlerini yarıya indirerek onları kışta kıyamette sokağa mahkum etti. Özlük hakları ortadan kaldırılan TEKEL işçisi, kazanılmış haklarını koruyabilmek için 52 gündür Ankara sokaklarında insanlık dramı yaşıyor. Onlar; “asgari ücretle her gün ölmektense, açlık grevi yaparak onurumuzla ölürüz” diyerek kararlılıkla eylemlerini sürdürüyorlar.  Başbakan her fırsatta olayları çarpıtarak halka yanlış bilgi vermektedir. Yatarak para aldıklarını, devletin sırtında ki  kambur olduklarını söylemektedir. TEKEL işçisini neredeyse kamu açıklarının sorumlusu olarak gösterecek. Televizyonlarda ben yaptım oldu edasıyla konuşarak, danışmanlarının verdiği İş Kanunuyla ilgili “Bir işyeri kapatılırsa kıdem ve ihbar tazminatı ödenir ve iş biter” repliğini seslendirmektedir. Recep T. Erdoğan bütün bunları söylerken, Anayasa’nın eşitlik ilkesini ve Türkiye Cumhuriyetinin bir sosyal devlet olduğu ilkesini unutmaktadır.    Daha önce yapılan özelleştirmelerde işçilerin özlük hakl