Başkanlık Sisteminin Türkiye'de Uygulanabilirliği Ülkemizde Başkanlık Sistemi Uygulanabilir Mi

Başkanlık Sistemi Nedir ? Ülkemizde Başkanlık Sistemi Uygulanabilir mi ? 

Anayasa değişikliğine Evet oyu çıkmasının ardından karşımıza bir sistem değişikliği sunulmak üzere kabul ettirilmek istenen yeni sistemin adı "Başkanlık Sistemi"...

Aklımızı kurcalayan bu sistem değişikliği nedir ? Neden bizim karşımıza çıkarılmaktadır ? Cumhuriyetimiz neden yeterli gelmemektedir ? gibi yüzlerce soruyu kendimize sorabiliriz, işte bu sorulara cevap olabilecek ve sizlere Başkanlık Sistemi'ni biraz anlatabilecek, belki gözlerinizi açıp Başkanlık Sistemi'nin devletin başına kim gelirse gelsin Padişahlık gibi kullanabileceğini gösterecek araştırmam...
Dünyada Başkanlık Sistemi'ni uygulayan ülkelerin başında ABD gelmektedir, bizlerede bu örnek sunularak Başkanlık Sistemi bakın ne kadar cici ne kadar güzel bir şey ABD bile bu sistemle yönetiliyor diye sunulmaktadır, peki ABD dışında Başkanlık Sistemi uygulayan diğer ülkeler hangileridir ?

Filipinler ve Endonezya gibi demokratik geleneklerin yerleşmediği ülkeler Başkanlık Sistemi ile yönetilmektedirler, peki diğer örnekler buyrun Kolombiya, Peru, Tanzanya, Uganda, Afganistan, Liberya, İran, Güney Kıbrıs, Ermenistan, Kosta Rika, Venezuela...

Başkanlık Sistemi ile yönetilen Nikaragau, Kenya, Haiti, Tanzanya, Uganda, Afganistan, Sienna Leone ve Liberya'da kişi başı yıllık milli gelir 1.000 doların altındadır... (imf 2009 verileri)

Başkanlık Sistemi'ni uygulayan ülkeleri öğrendik peki Başkanlık Sistemi'ni kısaca özetleyelim...

Başkanlık sistemi
, Başkanlık hükümeti sistemi olarak da adlandırılabilir, Başkanlık Sistemi Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir.

Başkanlık Sistemi'ne geçilirse neler değişebilir ?
Bizlere sistemin en güzel işlediği ülke olarak gösterilen ABD'den örnek verelim ;

1787 Anayasasıyla kurulan ve 1789 tarihli adliye yasasıyla görev ve yetkileri belirlenen yüksek mahkeme ABD'de en yüksek yargı organıdır. Yüksek Mahkeme dışında ABD'de dört çeşit federal mahkeme bulunmaktadır.
Başkanlar çoğu zaman, Yüksek Mahkeme hakimlerinin atamalarını yaparken kendi görüşlerini destekleyecek kişileri seçmektedirler. Ancak atamalardan sonra , kendilerini seçen başkanla farklı kararlar veren hakimlere çok sık rastlanmaktadır. Hakimlerin böyle davranabilmelerinin ardında yatan önemli gerekçelerden birinin ömür boyu seçilmeleri olduğu belirtilmektedir.

ABD'de hakimlerin büyük bir yargı hatta siyasi gücü vardır. Hükümlerini verirken yasalardan ziyade anayasaya dayanmakta, yani anayasaya aykırı buldukları yasaları tatbik etmeme hakları vardır.

Yüksek Mahkeme aynı zamanda temyiz organıdır. Mahkemenin Anayasaya aykırılık konusunda son merci oluşu anayasa değil daha çok teamüllere dayanmaktadır. Yüksek Mahkeme hakimlerinden Huges "Yüksek Mahkeme nasıl anlarsa anayasa odur" diyerek yetkisinin büyüklüğünü ortaya koymuştur. Kimi hukukçular bu nedenle ABD'yi "hakimler hükümeti" diye nitelendirmişlerdir. Ancak Maurice Duverger bu nitelemeyi abartılı bulmaktadır: "Yüksek mahkeme yargıçları bir karara karşı çıkabılırler, ama karar alamazlar, denetlerler ama yönetemezler"
Kısaca hakimler bağımsızlığını kaybedip siyasi bir organ haline geliyorlar.

Başkanlık Sistemi'nin Tartışılan Yönleri
Başkanlık Sistemi
'nin yapı taşları ABD dışında tam anlamıyla yerine oturmamıştır.

Temel eleştiriler:
- Eleştirilerin bir kısmı, başkanlık sisteminin işleyişine ve sonuçlarına göre biçimlenmektedir. Başkanlık sisteminin daha çok iki partili sistemlerde yaşadığı, çok partili sistemlerde siyasal istikrarsızlığa yol açarak, yürütme ve yasama arasında çatışma yarattığı söylenmektedir.
- Başkan ve parlamento(Kongre) arasında farklı siyasal eğilimlerin çoğunluğu oluşturduğu durumlarda halk adına konuşmada meşruiyet ve temsil krizine yol açabileceği ileri sürülmektedir.
- Siyasal iktidarın tek elde toplanması demokratik geleneklerin olmadığı ülkelerde tek adamlık, diktatörlük sonuçları doğurabilir.
- Kazanan her şeyi kazanır kaybeden her şeyi kaybeder ilkesi nedeniyle seçildikten sonra asla müdahale edilmez durumunda olan bir kişi ülkede muhalefeti birçok konuda uzlaşmazlığa ve yasadışı yollara itebilir.
- Yürütmenin mutlak hakimiyeti oluşabilir ve demokratik teamüllere sahip olmayan bir ülkede başkanın partisinin çoğunluğundan oluşan yasama, yürütmeye tabi olarak hareket edebilir.

Başkanlık Sistemi'nin ABD örneğinde Kongre vardır, peki Kongre Nedir ?
ABD'de yürütme organı Başkan, yasama organı iki meclisli Kongredir(Temsilciler Meclisi ve Senato). Başkan Kongreyi feshedemediği gibi Kongre de başkanı istifaya zorlayamaz..

ABD'de başkanlık sisteminin en önemli temellerinden birisi de Kongredir. Kongre, 438 temsilciyi içeren Temsilciler Meclisi ve 100 Senatörü içeren Senato'dan oluşur.

Kongrenin Yetkileri:
Kongre kişilerin ve federe devletlerin anayasa ile tanınmış hak ve yetkilerine dokunmamak koşuluyla tekelinde olan yasa yapma gücünü anayasa sınırları içinde serbestçe kullanabilmektedir. Yasa yapma gücü daima iki meclisin anlaşması ile uygulama bulabilmektedir.

Bütçenin kabulu, federal hazinenin çıkış ve girişlerini düzenleyen mali yasaların yapılması tamamiyle kongreye aittir. Kongre başkana hedef ve politikalarını gerçekleştirmesi için gereken mali olanakları sağlamayarak engel olabilir. Örneğin Jefferson'a yaptığı gibi yeni topraklar almak istediğinde gereken parayı vermeyebilir.

Gerektiğinde komisyonlarıyla her hangi bir faaliyet hakkında soruşturma yaparak bir mahkeme görüntüsü bile kazanabilir.

Temsilciler Meclisi, mali insiyatife sahiptir.Mali yönü olan yasaların önerisi Temsilciler Meclisince yapılmaktadır. Senato kendine gelen mali yasayı kabul edip etmemekte serbesttir.

Senato uluslararası andlaşmaları onaylar ve bazen bu hakkını onaylamama yönünde kullanmaktadır. Birinci Dünya Savaşandan sonra Başkan Wilson'un imzaladığı Versay Barış andlaşması Kongre tarafından reddedilmiştir.

Kongre başkan üzerinde impeachment(suçlandırma) yetkisini kullanabilir. Başkan, vatana ihanet, zimmetine para geçirme veya diğer cürüm ya da ağır suçlar nedeniyle itham edilip, yargılanabilir.Bu suçların tespiti ve suçlunun cezalandırılmas yetkisi Kongreye aittir. Temsilciler Meclisi hazırlık araştırmasını yapar. Senato da mahkeme vazifesini görür, ancak bu durumda senatonun başkanlığını Yüksek Mahkeme başkanı yapar.Suçluluğa karar verilebilmesi için 2/3 çoğunluğun sağlanması gerekir. En ağır karar başkanın görevine son verilmesidir.

Başkanlık Sistemi
'nde Başkan nasıl seçilir ?
Başkan 4 yıllık bir süre için başkan yardımcısı ile birlikte seçilir. Ülkede koşullar ne olursa olsun bu süre değiştirilemez. Başkan sadece iki devre (4+4) seçilebilir.

Başkan olmak için dört anayasal koşul vardır: ABD'de doğmuş olmak, ABD vatandaşı olmak, 35 yaşında veya üstünde ve 14 yıldır ABD'de ikamet ediyor olmak.

Başkanlık Sistemi'nde Başkanın yetkileri nelerdir ?
ABD Başkanının, Duverger'in deyimiyle "seçilmiş kralın" geniş yetkileri vardır:

- Hükümet üyelerini atar. Bu üyeler için ABD'de bakan sıfatı yerine "sekreter" sıfatı kullanılmaktadır.Senoto bu üyeleri onaylar. Bakanlar Kongreye karşı sorumlu değildir. Sadece başkana karşı sorumludur. Başkan istediği bakanı azledebilir.
- Hükümet toplantılarında son ve kesin söz Başkana aittir. Bu konuda verilen en güzel örnek Lincoln'nün bir sözüdür: "Yedi hayır, bir evet, evetler kazandı"
- Kongre tarafından kabul edilen yasaları iki biçimde veto edebilir: Açık veto, Kongre'ye kabul ettiği yasayı geri göndererek hem Senato'da, hem de Temsilciler meclisi'nde ayrı ayrı 2/3 çoğunlukla kabul edilmesini isteyebilir. ABD'de bugüne kadar başkanlar veto haklarını 2800 kez kullanmışlardır. Kennedy'nin veto ettiği hiçbir yasa Kongre tarafından tekrar kabul edilmemiştir. İkinci Veto biçimi ise "packet veto" olarak adlandırılan 10 günlük inceleme hakkını kongrenin tatile girme döneminde kullanarak, imzalamadığı yasayı bir dahaki dönemde tekrar görüşülmek zorunda bırakmasıdır.
- "Spoil System" olarak adlandırılan yaklaşımla Başkan kendi politikalarını uygulayacak kadroları bürokratik kademelere atayabilir. Yüksek dereceli memurların atamalarında senatonun onayı aranır, ancak Senato genellikle bu atamaları onaylar.
- Başkan anayasaya göre silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Silahlı kuvvetlerin nasıl nerede nezaman hangi biçimde kullanılacağına karar verir. En küçük rütbeli subaydan en yüksek rütbelisine kadar hepsini başkan atayabilir. Başkan Truman, General Mac Arthur ile arasında çıkan ihtilafı generali emekli ederek çözmüştür.
- Yüksek Mahkeme Yargıçları Başkan tarafından atanır, senato tarafından onaylanması gerekir.
- Dış politikada Başkan önemli kararları bizzat kendisi alır. Kimi devletleri tanıyabildiği gibi ikili antlaşmalarla ilişkileri geliştirebilir. ABD anayasasına göre başkanların yabancı devletlerle imzaladığı anlaşmaların yürürlüğe girmesi için Senato'nun 2/3 çoğunluğu gereklidir. Senatonun onayıyla büyükelçileri atama yetkisine sahiptir.
- Başkan, Federal yasalara karşı gelmekten hüküm giymiş olanları şartlı olarak veya tamamen affetme yetkisine sahiptir.

Aslına bakarsanız yazının başında sorduğum soruların cevapları yukarıda mevcuttur, ülkemizde uygulanması bize neler katar diye düşündüğümüzde Başkanlık Sistemi'nin bizim ülkemize hiç bir şey katmayacağı hatta elimizde olan Ana Yasal hakları götürebileceği gözler önündedir, Osmanlı'nın 600 yıllık tarihi Başkanlık Sistemi için yeterli bir birikim olarak görenler unutmamalıdırlarki Osmanlı diye bir imparatorluk şuan dünya üstünde bulunmamaktadır, demokrasi geleneğimiz başkanlık sistemini kaldıracak nitelikte değildir. Bu sistem demokratik gelişmesini henüz tamamlamamışdır. Ülkemizde yürütme ile yasamanın birbirine karışmasına ve böylece yürütmenin fiilen üstünlüğüne sebep olacaktır.

Unutulmamalıdır ki Başkanlık Sistemi parti disiplininin olduğu ülkelerde çalışmaz: Kıta Avrupası ve Türkiye gibi ülkelerden farklı olarak, ABD'de Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler, disiplinli bir yapıda değildirler. Hatta bir anlamda "no party no system" ABD siyasi sisteminin belirleyici özelliğidir. Kıta Avrupası'ndaki tüm parti sistemlerinden farklı olarak, ABD partileri arasında ideolojik ayrılık yoktur, tek bir liberal partinin içindeki eğilimler olarak nitelendirilebilir. Bu ülkede partili parlamenter parti grup kararları ile bağlı olmadıkları için, Başkanlar ve kongre çoğunluğu farklı partilerden olsalar da yasama-yürütme arasında işbirliği sağlanabiliyor. Bu da iki güç arasında denge kurulmasını kolaylaştırmaktadır. Onun içindir ki, disiplinli partilere dayalı bir siyasi hayatta, ABD tipi Başkanlık rejiminin uygulanması daima askeri darbelere yol açmıştır.

Başkanlık Sistemi
'nin ABD dışında sürekli bir uygulaması yoktur. Bu sistem, tamamen ABD gibi pek çok dengelerin birarada bulunduğu federal yapılı bir devlette, üstelik ekonomik açıdan hayli güçlü liberal bir ülkede uygulanma zemini bulabilmektedir. Diğer ülkelerdeki başkanlık sistemi örneklerinin hepsi kesintiye uğramaktadır ve demokratik niteliklerden kopuktur.

 Kaynak: Mert HEPER tarafından Siteniz.org için yazıldı.

KAYNAKÇA:
" Amerika'da Demokrasi, A. Tocqueville,İstanbul 1962
" Başkanlık Sistemi ve Türkiye'de Uygulanabilirliği, Murat Yanık, Alfa Yayın, İstanbul 1997
" Başkanlık Hükümeti Sistemi ve Bu Sistemin Türkiye Açısından Uygulanabilirliği, Attila Özer, Ankara 1998
" Çağdaş Demokrasiler, Arend Lıjphart, Ankara 1986
" Devlet Sistemleri, Esat Çam, İstanbul 1987
" Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler, Yaşar Gürbüz, İstanbul 1987
" Modern Demokrasilerde ve Türkiye'de Devlet Başkanlığı, Orhan Aldıkaçtı, İstanbul 1960
" Seçimle Gelen Krallar, Maurice Duverger, İstanbul 1986
" Siyasal Rejimler, Maurice Duverger, İstanbul 1995
" Siyasal Sistemler, Ahmet Taner Kışlalı, Ankara 1991
" Türkiye için Başkanlık Sistemi, Burhan Kuzu, İstanbul 1977
" The American Presidency Under Siege (Kuşatılmış Amerikan Başkanlığı) (Suny Series on the Presidency-Contemporary Issues)Gary L.Rose, 1997
" American Presidental Elections:Proses,Policy,and Political Change (Amerikan Başkanlık Seçimi:İşleyiş,Politika,ve Politik İşleyiş) (Suny Series on the Presidecy-Contemporary Issues) Harvey L.Schantz (Editor), Published 1996
" Congress and the Presidency:Institutional Politics in a Seperated System(Political Analyses) (Kongre Ve Başkan:Kuvvetler Ayrılığının Tam Olduğu Bir Sistemde Kurumsal Politikalar (Politik Analizler)) Michael Foley,John E. Owens, Published 1997
" The Institutional Presidency(Interpreting American Politics) (Kurumsal Başkanlık (Amerikan Politikalarının Tercümesi)) John P. Burke,Stephen Burke, Published 1992
" Journey of Purpose:Reflections on the Presidency,Multiculturalism,and Third Parties (The Castle Lectures in Ethics,Politcs and Economics) (Amaca Yolculuk:Başkanlık Üzerindeki Yansımalar,Çok kültürlülük ve Üçüncü Partiler (Etik,Politika ve Ekonomi Üzerine 'Castle' Seminerleri)) Paul E.Tsongas, Published 1996
" The Long Presidency:France in the Mitterrand Years,1981-1995 (Uzun Süren Başkanlık:1981-1995, Mitterand'lı Yıllarda Fransa) Julius W. Friend, Published 1998
" The Paradoxes of the American Presidency (Amerikan Başkanlık Sisteminin Açmazları) Thomas E. Cronin,Michael A. Genovese, Published 1998

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM