DİSK/ Kuralsız Güvencesiz Sendikasız İş Cinayatleri


KURALSIZ, GÜVENCESİZ VE SENDİKAL HAKLARDAN YOKSUNLUK İŞ CİNAYETLERİNİ ARTIRMAKTADIR!
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin, dün Ankara’da yaşanan iş cinayetlerine ilişkin açıklaması:

Kuralsız, güvencesiz ve sendikal haklardan yoksunluk iş cinayetlerini artırmaktadır!


Dün Başkent’te yaşanan iki ayrı olay Türkiye gündemine damgasını vurdu.

Birincisi, emek ve meslek örgütlerinin demokratik haklarını kullanarak “Torba Yasa”yı protesto etmek istemelerinin polis gücüyle ve zor kullanılarak dağıtılmasıydı.

İkinci olay ise, esasında iş güvenliğinden yoksun, kuralsızlığın had safhada olduğu ülkemizde, Torba Yasa’nın daha yasalaşmadan nelere yol açabileceğinin bir göstergesiydi. Ankara Ostim Sanayi Sitesi’nde bulunan iki işyerinde meydana gelen iki ayrı patlamada 18 işçi hayatını kaybetti, onlarcası yaralandı.

Patlamaların, tüplerin kaçak yapması ya da imalat hatasından kaynaklanan iki işyerinde de aynı marka sanayi tüpü kullanılması oldukça dikkat çekicidir.

İş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya ikincisi; sendikal hak ve özgürlükler konusunda da ILO’nun kara listesinde olan bir ülkeden başka hangi sonucu bekliyorsunuz ki?

Türkiye’de maden ocaklarında, tersanelerde, güvencesiz, sağlıksız, korumasız, ruhsatsız ve denetimsiz işyerlerinde, cinayete dönüşen iş kazalarında kaybettiğimiz binlerce işçinin ölüm nedeninin ardındaki gerçek bilinmektedir. Bu işyerleri, “canlı ölülerin” çalıştırıldığı birer mezarlık gibidir. Tuzla’daki, Davutpaşa’daki, maden ocaklarındaki iş cinayetlerini henüz unutmadık. Ama “nedense” bunlara karşı önlem almak, denetimleri artırmak yerine, Torba Yasa gibi güvencesizliği ve denetimsizliği artıran kararlar alınmaktadır.

Dünkü iş cinayetlerinin esas nedeni, Torba Yasa’da da ifadesini bulan, iş müfettişlerinin bilimsel olarak yapacağı denetimleri engelleyerek, vasıfsız memura devretme mantığıdır. Bu bir kaza değildir ve Torba Yasa iş cinayetlerine yeşil ışık yakmaktadır. Ve bu cinayetlere sessiz kalmayan, itiraz eden emek ve meslek örgütleri hükümet tarafından cezalandırılmaktadır.

Ülkemizde, kayıtdışı çalışanların sayısı Ekim 2010 döneminde 10 milyon kişidir ve son 5 yılın rekoru kırılmıştır. Sosyal güvenlik hakkından yoksun olan bu kesimin yanında; kayıtlı çalışanların yarısı da; asgari ücret karşılığı, yasal çalışma sürelerine uyulmadan, günde 12 saate yaklaşan sürelerde, hafta tatili, yıllık ücretli izin gibi yasal haklarından habersiz olarak; işyerinde  sağlık ve güvenlik koşullarına uygunluk aranmadan çalıştırılmaktadır.
           
Öte yandan, özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırma, kısaca örgütsüzleştirme politikaları, sendikal haklara ulaşmayı, dolayısıyla işçinin güvenliği ve işyerlerinin denetimini olanaksızlaştırmaktadır.
           
Bütün bunlar, emekçilerin büyük bir kesiminin, çalışma ilişkilerinde sınırsız esneklik ve keyfiliğin hüküm sürdüğü koşullarda, kuralsız ve güvencesiz olarak çalıştırıldıklarını göstermektedir.

Bize göre, “önce insan!” yerine, “önce kâr”, “önce sermaye” anlayışını öne çıkararak iktidarlarını sürdürmeye çalışanlar bu cinayetlerin sorumluluğunu paylaşmaktadır!

Hükümet kayıtdışı, kuralsız, güvencesiz, sağlıksız koşullarda sözümona üretim yapan işyerlerine yönelik önlem almadığı ve sendikal hakları tanımadığı sürece bu cinayetler de durmayacaktır.

OSTİM’de, insanlık dışı koşullarda, güvencesiz ve insanlık dışı koşullarda çalışmak zorunda kaldıkları için yaşamlarını yitiren 17 işçiyi kaybetmenin acısını hiçbir cümleyle anlatamayız.

Yakınlarına başsağlığı diliyor, iş cinayetlerinin artık son bulmasını istiyoruz!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

4857 Sayılı İş Kanunu Kimleri Kapsar