Kıdem Tazminatı Kaldırılacak Mı Kaldırılmayacak Mı


Kıdem tazminatı gerçekten kaldırılmayacak mı? – Denizcan Kutlu
Türkiye’de çalışma ilişkilerinin dönüşümü ile birlikte kıdem tazminatı da yeniden yapılandırılması tartışılan düzenlemelerinin ön sıralarında yer almaktadır. İşveren kesimi, kıdem tazminatını rekabeti düşüren, dolayısıyla kayıt dışılık ve işsizliği artıran bir emek piyasası katılığı unsuru olarak görürken, emek kesiminin bakış açısı ise farklıdır. Ancak konu ile ilgili olarak emek kesiminin de tek ve tok bir ses çıkartabildiğini söylemek şu aşamada mümkün değildir. Kıdem tazminatının yeniden yapılandırılmasına ilişkin tartışmalar uzunca bir süredir, çalışma yaşamının gündemini meşgul etmekle birlikte, içinden geçilen kriz süreci ile birlikte daha da alevlenmiş gözükmektedir.

Bu çerçevede 20 Mayıs 2009 tarihinde toplanan Üçlü Danışma Kurulu’nun Yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in ifadeleri ile “en uzun ve ayrıntılı” gündem maddelerinden biri kıdem tazminatı idi . Yapılan görüşmelerde Türk-İş ve DİSK konu ile ilgili tutumlarını koruyarak, kıdem tazminatına dokunulmasını “genel grev” nedeni sayacaklarını iletti. Hak-İş ise beklendiği gibi, kıdem tazminatının fona devredilmesini savunduklarını ve sorunun diyalogla çözümünden yana olduklarını açıkladı . Dinçer’in ifadeleri şöyleydi:

“Bu konuda henüz bir mutabakata varmış değiliz. Özellikle Türk-İş ve DİSK, kıdem tazminatıyla ilgili meselede oldukça çekingen davranmakta ve konuyu tartışma konusunda biraz mesafeli durmaktalar. Ama Hak-İş, TİSK ve bakanlık olarak biz konuyu tartışmanın ve diyalog içerisinde bu alanla ilgili daha rasyonel, daha çağdaş, daha modern bir sistem geliştirmenin gerektiği kanaatindeyiz. Bu sebeple önümüzdeki aylarda da tartışmaya devam edeceğiz. Ve bir gün çok olgun bir modelle karşınıza çıkmayı umut ediyoruz.”

Böylelikle hem konu ile ilgili kurumsal taraflar netleşiyor hem de Dinçer, kıdem tazminatındaki mevcut yapıyı çağdaş ve modern olmanın uzağında olarak yansıtıyordu.

Müjde: Kıdem tazminatı kaldırılmayacak!
Bu tartışmalar yapılırken, 5 Haziran günü Ekonomi Muhabirleri ile bir araya gelen Ömer Dinçer, sorulan sorular üzerine bir fon oluşturulmakla birlikte kıdem tazminatının kaldırılmayacağını açıkladı ve bu durum medyada “çalışana müjde” olarak duyuruldu.

Bu yazıda kıdem tazminatının fona devredilmesi ile kaldırılması arasındaki ilişki kıdem tazminatının işlevleri bağlamında tartışılmaya çalışılacaktır.

Hak kazanma koşulları daraltılıyor
Kıdem tazminatında yeniden yapılanmaya ilişkin yürütülen tartışmaların farklı boyutları bulunmaktadır. Fona devredilmesi yasa tasarı taslağı biçimine de bürünmüş bir düzenleme olmakta ve mevcut halde 1 yıllık sigortalı olmak olan yararlanma koşulu 10 yıla çıkartılmak istenmektedir. Kanun tasarı taslağında mevcut düzenleme korunarak, hak kazananlara “fona prim ödenmiş olan her tam yıl için prim hesabına esas olan ücretinin otuz günü tutarında” kıdem tazminatı ödeneceği belirtilmekle birlikte şu ana kadar gündeme gelmiş farklı alternatiflere göre işverenin fona işçi adına işçinin aylık ücretinin yüzde 3 ila 5’i gibi bir tutarın yatırılması da tartışılmaktadır.

Fon yönetimi de düzenlemenin ruhunu yansıtmakta ve işçiler azınlıkta bırakılmaktadır: Buna göre “Fon Yönetim Kurulu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının önerisi üzerine müşterek kararname ile atanacak bir temsilci ile en fazla işvereni temsil eden işveren konfederasyonu tarafından seçilen iki ve en fazla işçiyi temsil eden işçi konfederasyonunca seçilen bir üyeden” oluşacak; “oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu taraf çoğunlukta” sayılacaktır.

Toplu işçi çıkarmaların önü açılacak
İşverenlerin fona işçinin aylık ücretinin yüzde 3-5’i gibi bir tutarı yatırması, işverenin işçinin yıllık ücretinin yüzde 40 ila 64’ünden tasarruf etmesi anlamına gelecek; ayrıca toplu işçi çıkarmanın işverenler üzerindeki yükü düşünüldüğünde, fon uygulaması ile toplu işten çıkarmalar kolaylaşacaktır.

Ayrıca fonda yeterli miktar olmadığı hallerde açık yüksek olasılıkla Hazineden karşılanacak; böylelikle bir süre sonra kıdem tazminatının kamunun sırtında yük olduğu ileri sürülerek kaldırılmasının önü açılabilecektir. Görüldüğü gibi kıdem tazminatına ilişkin yasal girişimin, hak kaybı olmadan yaşama geçirilmesi mümkün gözükmemektedir. Tazminata erişilebilmek için ise gereksinilen ucuz ve uyumlu işçi tipi daha çabuk ve kolay benimsenecek; bu ise sendikal örgütlülüğü engellemenin yanında emeğin sermayeye olan bağımlılığını artıracaktır. Öte yandan çalışma ilişkilerinin gerek ücret gerekse istihdam edilen işçi sayısı bakımından esnekleştirilmesinin önünü açacaktır.

Yukarıda da işaret edildiği gibi kıdem tazminatı Türkiye’de çalışma yaşamının en çok tartışılan konuları arasında yer alıyor; nitelikleri ve işlevleri bakımından önem taşıyor. Kısaca özetleyecek olursak, kıdem tazminatı, emek gücünü uzun süreliğine bir işverenin kullanımına sunmuş olan işçinin işini kaybetmesi durumunda, yıpranma, işyerine katkıda bulunma ve yeni bir iş bulmada karşılaşabileceği zorluklar göz önünde bulundurularak yapılan özgün bir ödeme türüdür. Ayrıca kıdem tazminatı yılların birikimi olmasının yanı sıra ödenmesi sonraya bırakılmış bir ücret ya da işçinin ürettiği değerin el koyulan bir bölümünün işçiye geri ödenmesi olarak da ifade edilebilir.

İş güvencesi sağlayan unsuru ortadan kalkacak
Bu haliyle kıdem tazminatı maddi bir karşılık olmanın ötesinde işverenin işten çıkarma çabalarına karşı işçi lehine sınır çeken, bu haliyle iş güvencesi sağlayan bir özelliğe sahiptir. Tersten düşünecek olursak, yeni alınacak bir işçinin firmaya yükleyeceği ücret-dışı maliyeti düşürmesi bakımından kısa vadede işveren yararına da bir mekanizmadır. Dolayısıyla özü itibariyle bir işveren yükümlülüğü olması gereken kıdem tazminatı, üretim noktasında ve bir bütün olarak çalışma yaşamında uygulanmasında -emek piyasasından kaynaklı sorunlar olmakla birlikte - emek ve sermaye arasında denge sağlayan bir kurumdur.

Kıdem tazminatını mevcut özellikleri ile bütünleyen mekanizma onun bir işveren sorumluluğu olarak görülmesi ve bunun uygulaması ile olanaklıdır. Bu çerçevede kıdem tazminatının fona devredilmesi, hak kaybı olmadan uygulanması mümkün olmayan bir düzenleme olarak kıdem tazminatının kaldırılması ile tam olarak aynı olmamakla birlikte işlevsizleştirdiği oranda çok yakın bir anlama gelecektir.
Kaynak: sendika.org -Denizcan Kutlu


1 http://www.calisma.gov.tr/article.php?category_id=2&page=3&article_id=778
2 http://www.hakis.org.tr/arsiv/ESK%20%C3%87ALI%C5%9EMA%20HAYATI%205.pdf
3 http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/11804493.asp
4 http://www.alomaliye.com/kidem_tazm_fonu_tasarisi.htm
5 http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=245839&tarih=29/01/2008

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

4857 Sayılı İş Kanunu Kimleri Kapsar