Kıdem Tazminatında Kazanılmış Hak Palavra Olmasın Tüm Gazeteciler 1 Ekim'de Taksim'e

Kıdem tazminatında ‘kazanılmış hak’ palavrası
Gündemimiz hiç hafiflemedi ama bundan sonra daha da yoğunlaşacak. Yaz boyunca sürdürdüğümüz iç çalışmalarımız, önümüzdeki dönemde kamuoyunda daha fazla görünür hale gelecek.
Bunlardan ilki, Sendikal Güçbirliği Platformunun çağrısıyla “kıdem tazminatı” konusunda 1 Ekim Cumartesi günü İstanbul’da düzenlenecek yürüyüş ve basın açıklaması olacak.
Türkiye işçi sınıfının en önemli kazanımlarından birisi olan kıdem tazminatının kaldırılması konusu, işveren taleplerine uygun bir devlet politikası haline dönüştürülerek her hükümet tarafından gündemde tutulmaya çalışıldı. AKP’nin, üçüncü defa güçlü bir biçimde parlamentoda çoğunluğu elde etmesiyle, işverenlerin, kıdem tazminatıyla ilgili düzenlemeleri rahatlıkla yaptırabileceği kanaati de yaygınlaştı. Türk-İş Genel Kurulunca alınmış olan “İşçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanma” kararına rağmen, kıdem tazminatı konusunda kamuoyu oluşturma görevi de her zaman olduğu gibi medyaya verildi.
***
Her şeyden önce meslektaşlarımızın, kıdem tazminatıyla ilgili hükümet görüşlerini haberleştirirken, işçi sınıfının bir parçası olarak en büyük kayba kendilerinin uğrayacağını hatırlarından çıkarmamasında yarar var.
Kıdem tazminatında “Kazanılmış hakların korunacağı” iddiası tam anlamıyla bir palavradır! Meslektaşlarımızca çok iyi bilindiği gibi, gazeteciler için kıdem tazminatı hesabında “tavan uygulaması” söz konusu değildir. Gazetecinin ücreti hangi düzeyde olursa olsun, kanuna göre, her kıdem yılı için bir aylık ücreti karşılığında tazminat alma hakkı vardır.
Kıdem tazminatı fonu ile getirilmek istenen ise ücretin belli bir oranında yapılacak kesintilerin, kişiye özel hesaplarda biriktirilerek kıdem tazminatı ödemesinin sözde “garantiye alınması” ancak ödeme miktarının 15 günlük ücret düzeyine indirilmesidir! Yani, gazetecilerin yitireceği kıdem tazminatı hakkı, diğer işçilerin kayıplarından iki kat daha fazla olacaktır. Böyle bir uygulama karşısında, sendikalı işçilerin uğrayacağı mağduriyetin telafisi bile mümkün değildir.
Kıdem tazminatıyla ilgili olarak işçileri mağdur etmeyecek bir düzenlemeye katkı verilmek isteniyorsa, sadece gazeteciler için değil tüm emekçiler için kıdem tazminatına tavan sınırlamasının kaldırılması talebini haberlerimizde işlemek, sınıfsal bir dayanışma örneği oluşturacaktır.
Başlangıç olarak, tüm meslektaşlarımızı, tüm işçi sınıfının çıkarları doğrultusunda 1 Ekimde Taksim’de gerçekleştirilecek yürüyüşe katılmaya çağırıyorum.
***
Sendikal Güçbirliği Platformu, 1 Ekimdeki kıdem tazminatı yürüyüşünden sonra, bölgesel işçi toplantılarına ağırlık verecek. Her hafta sonu bir başka ilde düzenlenecek kitlesel toplantılarla işçi sınıfının sorunlarının gündeme taşınması ve dayanışmanın güçlendirilmesi amaçlanıyor.
***
Öte yandan, Gazetecilere Özgürlük Platformu Başkanlar Kurulu, yeni dönem başkanı Gazeteciler Cemiyetinin (Ankara) çağrısıyla 3 Ekim Pazartesi günü toplanacak.
GÖP’ün gündeminde, “gazetecilere özgürlük” kampanyası çerçevesinde, Ankara ve Diyarbakır cezaevlerindeki gazetecilerin ziyaret edilmesi; 5 Kasım Gazetecilik İçin Ayağa Kalk Günü dolayısıyla düzenlenecek etkinlikler; Kurban Bayramı öncesinde cezaevlerindeki gazetecilere ulusal ve uluslararası düzeyde kartpostal gönderilmesi; uluslararası düzeyde gazetecilerden oluşturulacak bir heyetin, Odatv iddianamesi kapsamında tutuklu 12 gazetecinin ilk duruşmasını izlemesi ve devamında aynı heyetin ülkemizde çeşitli düzeylerde yapacağı görüşme takviminin belirlenmesi var…
Ve elbette GÖP, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu ile basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan diğer kanun hükümleri konusundaki görüşlerini bir kez daha netleştirerek, ilgili bakanların dikkatine sunacak.

Kaynak: Ercan İpekçi/Evrensel

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM