Birleşik Metal İş MAS-DAF'da Örgütlendi 120 İşçi İşten Çıkartıldı İşçiler Direnişte


'Direnişimiz ibadetimizdir'
İşçilerin sendikaya üye olmalarını engellemek için patronun camide okuttuğu hutbesiyle meşhur bir kent Düzce. Bu kentin patronları sendikalı işçilere etnik, dini, siyasi baskıları hız kesmeden devam ediyor. Üstelik patronların baskılarına devlet kurumları da destek veriyor. Ancak tüm bunlara karşın Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi oldukları için 4 Nisan’da işten çıkarılan 120 MAS-DAF emekçisinin işe geri dönüş mücadelesi de fabrika önünde tüm zorluklara karşın sürüyor. Onurlu mücadelelerini sürdüren işçiler eylemlerine destek verilmemesi için camide hutbe okutan patrona ise, "Fabrikada din, iman elden bırakılmıyor ama yapılacaklardan geri kalınmıyor. Bizim onlar gibi sesimizi duyurmak için medya kuruluşlarımız, camilere ödeyecek büyük paralarımız yok. Ama şunu biliyoruz. Asıl ibadet bizim burada ortaya koyduğumuz direniştir" diyor. BirGün aylardır direnişte olan işçilerle ve Birleşik Metal-İş Sendikası Düzce Şube Temsilcisi Talat Çelik'le konuştu:

ŞEMSİYE AÇMAYA BİLE İZİN VERİLMEDİ
MAS-DAF'da 4 yıl çalıştıktan sonra Birleşik Metal-İş Sendikası'na üye olduğu için tazminatsız şekilde işten İlyas Aksoy, "Jandarmadan direnişimizin ilk dönemlerinde çok baskı yedik. İlk dönemlerde burada jandarma bize nefes bile aldırılmadı. Güneşin altında kaldık, şemsiye açtık o bile engelledi.
Jandarmanın mı garezi yoksa Düzce’deki devlet erkanın mı garezi bilemiyorum. Ama şunu biliyorum ki, Düzce’deki Sanayi ve Ticaret Odası başkanı ve diğer patronların hepsi birleşmiş, Düzce genelinde işçilerin örgütlenmesini engellemeye çalışıyorlar. Zaten daha önce bunu da basında beyan ettiler" diye konuştu.

'HERHALDE AVRUPAYA YÜRÜMEMİZ İSTENİYOR'
Salih Satılmış isimli direnen işçi de yaptıkları eylemleri ve zorlu mücadele süreçlerini anlattı: "Ankara ve İstanbul’a yapılan yürüyüşlere katıldım. İstanbul yürüyüşümüz nispeten iyiydi ama Ankara yürüyüşü berbattı. Daha yürüyüşün başında Düzce’de jandarma engeline takıldık. Akabinde aşırı sıcaklar bizi rahatsız etti. İstanbul yürüyüşünden bir ses çıkmadı, Ankara yürüyüşü sonrası ise fabrikaya bir çalışma müfettişi yolladılar. Hiç arayı bulma çalışması yok. Herhalde Avrupa’ya yürümemizi istiyorlar."

'GÜNDEM YARATACAK EYLEMLER YAPACAĞIZ'
Direnişçi diğer bir işçi Bayram Çelikkaya ise yaşam koşullarının zorluğundan bahsetti: "Evim kira, 3 çocuğumdan 2’si okuyor. Bir kız çocuğum var, onun çalışmasıyla maddi zorlukları atlatıyoruz. Arkadaşlarımızla birlikte burada direncimizle, patronun inadını kıracağız. Önümüzdeki günlerde gündem yaratacak şeyler yapmayı planlıyoruz. Şimdi söylemiyoruz ama haberiniz olacak"

Devlet kuruluşları patronlarla işbirliği halinde
Düzce'de sendikalı işçilere yaşam hakkı tanınmadığını söyleyen Birleşik Metal-İş Düzce Şubesi Temsilcisi Talat Çelik, "Düzce'de bir tarafta işçiler diğer tarafta aklınıza kim gelirse var. Sermaye işçilerin örgütlenmesine karşı, etnik, siyasi, dini her türlü silahı vahşice kullanıyor. Bize nefes aldırmıyor. Devlet kuruluşları da Valiliği, jandarması, polisi, İş-Kur'uyla bunlara yardımcı oluyor. Örneğin İş-Kur, MAS-DAF'daki işçiler işten atıldıktan sonra işyerindeki işlerin aksamaması için, diğer işlerini bıraktı, tüm imkânlarını MAS-DAF için seferber etti. Sermaye sahipleri ile Ticaret Odası da MAS-DAF işvereniyle tam bir uyum içinde çalıştı. Haklarını isteyen MAS-DAF işçilerine jandarma, medya aracılığıyla din, etnik köken her türlü silah kullanılarak saldırıldı.

Düzce'de dini duygular istismar ediliyor
Salih Satılmış , patronların Düzce'de halkın duygularının din yoluyla istismar ettiğini söyledi: "Düzce’de duyarlı kitle yok. Aynı okulda okuduğun, yan yana sıraları paylaştığın, her şeyin paylaştığın arkadaşların bile sen işten atılsan dahi aynı yerdeki işine yüzünü çevirip giriyor. Ama sonrasında onun da hakkı verilmeyince başlıyorlar isyana. Biz diyoruz, ‘Niye baştan bize destek vermedin?’ bu sefer de ‘Ben böyle olduğunu bilmiyordum’ diyor. Bilinçsizlik ve baskıdan başka bir şey yok burada. Hocalar işçilere karşı Cumalarda hutbe verise… Jandarmalar, direnen işçilerin üstüne saldırısa… Bilinçsizlik ve baskıdan başka ne olacak."

38 yaşındaki dede: Torunumun hakkını yedirmem!
Fabrika önündeki işe dönüş mücadelesini sürdüren MAS-DAF işçileri arasında en renkli simaya sahip işçi Musa Tut. Çok genç gösteren 38 yaşındaki işçiye arkadaşları 6 aylık bir torunu olduğundan dede olarak hitap ediyor.

Torunumun hakkını kimseye yedirmem diyen Musa Tut, "Ben 17 yaşında evlendim. Şuan 38 yaşındayım, bir oğlum ve bir kızım var. Birde kızımdan 6 aylık torunum var. Ben dedeyim, bu mücadeleyi veremezsem bırak çocuklarımı torunlarım dahil yarın bugün çok büyük sıkıntılara düşecekler. Sadece bizim değil bizden sonra gelecek nesiller için de mücadelemiz. Kimse kusura bakmasın ben torunumun hakkını hukukunu canım sağ oldukça kimseye yediremem" şeklinde konuştu.
BURAK ÖZ/BİRGÜN

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM