tag:blogger.com,1999:blog-75475812379584359592024-03-01T08:41:22.341+03:00sendikamUnknownnoreply@blogger.comBlogger1438125tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-31170434527439717842023-07-04T17:38:00.002+03:002023-07-04T17:46:29.357+03:00İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM<p>İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun CHP Genel Başkanlığına aday olup olmayacağı tartışılırken; Ekrem İmamoğlu'nun değişim çağrısının duyurulduğu bir internet siyesi yayına başladı. </p><p>İktidar İçin Değişim | <a href="https://iktidaricindegisim.org/">https://iktidaricindegisim.org/</a> adresinde "değişim" çağrısı yapılırken, bir de "Görüş Bildir" formu açıldı. </p><p>Sitede yayımlanan "İktidar İçin Değişim" çağrısı şöyle:</p><p><b>İktidar İçin Değişim </b></p><p>Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılına girerken ekonomisiyle, demokrasisiyle, adaletiyle hak ettiği yerin çok uzağında. 20. Yüzyıla dünyanın ezilen uluslarına ilham kaynağı olmuş bir kurtuluş mücadelesiyle giren ve cumhuriyetle millet egemenliğini vazgeçilmez ilke kılan ülkemizde; 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde millet egemenliği zayıflamış, devlet ve demokrasi dejenere edilmiş, halk fakirleşmiş, adalete güven kaybolmuş bir durumda. Bir yandan mevcut iktidarın sorumlu olduğu bu durumun kalıcılaşması ve toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesi riskini yaşıyoruz, diğer yandan da, etkin ve iktidar alternatifi olmayı başaramayan bir muhalefet yapısıyla karşı karşıyayız.</p><p><b>DEMOKRASİNİN ASLİ BEKÇİLERİ</b></p><p>Devletin dejenere edildiği son yıllarda Türkiye’nin muhalif partileri demokrasinin korunmasında yetersiz kaldılar. Oysa ki siyasi partiler demokrasinin asli bekçileridir; demokrasiyi koruma ve geliştirme sorumlulukları vardır. Muhalefet vatandaş için sadece bir alternatif değil, aynı zamanda demokrasi için vazgeçilmez bir denge ve denetleme unsurudur.</p><p>Öte yandan, Türkiye muhalefetinin 2018’den beri çok önemli bir ittifak tecrübesi geliştirdiği görmezden gelinemez. Birleşe birleşe büyüyerek ülkeyi demokratikleştirmek için geliştirilmiş bu önemli adımlarla; zamanın ruhuyla uyumlu biçimde, demokrasi, adalet ve sosyal refah hedefleriyle cumhuriyetin ikinci yüzyılına dair vizyoner bir çaba ortaya kondu. Toplumun farklı kesimlerine açılmayı ve her siyasi kökenden yurttaşı demokrasi vizyonuyla buluşturmayı hedefleyen bu önemli tecrübe, tarihimizde bir ilk oldu.</p><p>Siyasi partiler demokrasinin asli bekçileridir; demokrasiyi koruma ve geliştirme sorumlulukları vardır.</p><p>DEĞİŞİM FIRSATI KAÇIRILDI</p><p>Ancak bu vizyon ve politikalarla girilen seçimlerde Türkiye’nin değişim fırsatı kaçırıldı. Muhalif seçmenin değişim talebi karşılanamadı. Rejimi değiştirecek güven ve umut tesis edilemedi. Ekonomik krizin yakıcı etkileri nedeniyle iktidarın en zayıf olduğu koşullarda hem parlamento hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri kaybedildi. Sonuçta değişim talep eden kesimlerde çok büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk ortaya çıktı.</p><p>Bu büyük mağlubiyetin sorumluluğunu hiçbir biçimde seçmene yükleyemeyeceğimiz gibi, yarınları adına kaygı duyan her vatandaşın gördüğü bu yalın gerçeği kabul etmeden ve yenilginin nedenleriyle yüzleşmeden gelecek için sağlıklı değerlendirmeler yapamayız.</p><p><b>TOPLUM MUHALEFETTEN DEĞİŞİM BEKLİYOR</b></p><p>Geldiğimiz noktada; Türkiye’nin geleceği için akılcı bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Değişimin temeli hiç kuşkusuz toplumsal taleptir. Sabırlı ve aklı öne koyan ama, bir o kadar da kararlı bir tutumla değişimin gerçekleşmesi pekala mümkündür. Bu ihtiyaç ortadayken, hiçbir şey olmamış gibi davranmak, eski yanlışlarda ısrar etmek, yenilgiden acı çeken milyonlarca vatandaşın duygularını anlamamak demektir.</p><p>Ülkemizin sürdürülebilir biçimde kalkınması, vatandaşlarımızın refah ve medeniyet yarışında hak ettiği noktaya erişmesi, devletimizin adil ve demokratik bir devlete dönüşmesi için muhalefet güçleri olarak değişmek ve çok güçlü bir alternatife dönüşmek zorundayız. Zira Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken vatandaşın iktidarın merhametine terk edilmesi telafisi mümkün olmayan riskler doğuracaktır.</p><p>Sabırlı ve aklı öne koyan ama, bir o kadar da kararlı bir tutumla değişimin gerçekleşmesi pekala mümkündür. Muhalefette değişimin anahtarı Cumhuriyet Halk Partisi’dir.</p><p>Muhalefette değişimin anahtarı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. CHP’de başlayacak kararlı bir değişim iradesi; politik tutumları sorgulamayı ve parti içi demokrasiyi kurumsallaştırmayı başardığı ölçüde muhalefetin genelinde bir yenilenme ve muhalefet evrenini büyütme iradesi ortaya çıkaracaktır.</p><p><b>DEĞİŞİME DAVET</b></p><p>Muhalefetteki değişim ve dönüşüm süreci, toplumun tüm kesimlerinin ortak geleceğine destek olacaktır. Bu mecra, “Nasıl bir Türkiye, nasıl bir CHP, nasıl bir siyaset, nasıl bir muhalefet?” sorularına yanıtlar aramak ve mümkün olan en yüksek sayıda vatandaşı değişim sürecine katılmaya davet etmek üzere tasarlanmıştır. Zira demokrasiyi geliştirmek, özgürlükleri korumak ve refahı artırmak sadece siyasi partilerin değil, aynı zamanda seçmenlerin de görevidir. Bu nedenle değişim sürecinde her coğrafya ve katmandan vatandaşımızın sesine kulak vermeyi, onların talep ve isteklerini siyasal zemine taşımayı olmadan olmaz bir görev kabul ediyoruz.</p><p>Bu mecra, mümkün olan en yüksek sayıda vatandaşı değişim sürecine katılmaya davet etmek üzere tasarlanmıştır.</p><p>Değişerek iktidar olma, ülkemizi demokrasi ve uygarlık yolunda yukarıya taşıma hedefiyle çıktığımız bu yol, tüm vatandaşlarımızın katılımına açıktır. Bu topraklarda birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşamak, özgür ve müreffeh bir toplum, adil bir paylaşım sistemi ve demokratik bir devlet isteyen her vatandaşımızı bizlerle iletişim kurmaya, aşağıdaki butonu tıklayarak ulaşılacak form üzerinden değişimle ilgili görüş ve önerilerini paylaşmaya davet ediyoruz.</p><p><br /></p><p>Saygılarımızla</p>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-57635574700150849712023-06-17T15:43:00.003+03:002023-06-17T15:43:19.370+03:00Emekli Maaşları ve Bayram İkramiyesi Ne Zaman Ödenecek<p><b>Emekli Maaşları ve Bayram İkramiyesi Ne Zaman Ödenecek</b></p><p>Emekli maaşları ve Kurban Bayramı ikramiyesi ödemeleri başladı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yaptığı açıklamada emekli maaşı ve Kurban Bayramı ikramiyelerinin ödenmeye başlandığını açıkladı.</p><p>Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 14,4 milyon emeklinin maaş ve ikramiye ödemelerinin, 17-23 Haziran tarihleri arasında yapılacağını duyurdu.</p>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-79992497577680531382023-06-15T21:40:00.001+03:002023-06-15T21:40:16.582+03:00 Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi TBMM'de Grup Kurma Kararı Aldı<p> Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi TBMM'de grup kurma kararı aldı</p><p>CHP listelerinden seçimlere katılan Saadet Partisi, Demokrasi ve Atılım Partisi ve Gelecek Partisi TBMM'de grup kurma kararı aldı. </p>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-68516501109209194042023-06-13T18:09:00.000+03:002023-06-13T18:09:16.341+03:00Asgari Ücret Komisyonu Toplantısı Sonrası Türk-İş'ten Açıklama<p><b>Asgari Ücret Komisyonu İlk Toplantısı Sonrası Türk-İş'ten Açıklama</b></p><p>Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun bugün ilk toplantısını yaptı. Toplantıdan sonra ilk açıklama TÜRK-İŞ'ten geldi.</p><p>TÜRK-İŞ Heyet Başkanı Veli Solak: Bayramdan önce bitmesini bekliyoruz. Maaşın hayat şartlarına göre güncellenmesini istiyoruz. Bayramdan önce bitmesini bekliyoruz. Toplantı yarın da olabilir, herhangi bir tarih yok. Talebimiz bir an önce bu toplantının bitmesi. Ev kiralarına, hayat pahalılığına göre asgari ücretin güncellenmesini istiyoruz" dedi.</p>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-75266350192172498052018-03-11T05:31:00.000+03:002018-03-11T05:31:41.221+03:00Yıldırım Kaya: Özelleştirmeler özel sektöre sermaye aktarımının siyasi hamleleridirCHP Parti Meclisi üyesi Yıldırım Kaya, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Kaya, "Özelleştirmeler, özel sektöre sermaye aktarımının siyasi hamleleridir. Nihai hedef, devletin ekonomiden tamamen çekilmesini sağlamaktır." dedi<br />
<div>
<br /></div>
<div>
<b>İşte o açıklama:</b></div>
<br />
<b>ŞEKER FABRİKALARININ SATIŞI VE ÖZELLEŞTİRME GERÇEĞİ</b><br />
AKP, yerli ve milli olduğunu iddia ettiği bir dönemde, şeker fabrikalarını “satışa” çıkartarak yalanın nirvanasına ulaştı. 14 şeker fabrikası; Afyon, Alpullu, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Muş, Turhal, Yozgat ve Kırşehir özelleştiriliyor…<br />
<br />
Biz de şeker fabrikalarının satılmasına karşı; sendikalar, işçiler, pancar üreticileri, kamyoncular ve halkımızla dayanışma eylemlerini başlattık. 1 Mart Perşembe günü, saat 11:00’da, Kırşehir Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine hayır demek için, CHP Genel Başkan Yardımcımız ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP Parti Meclisi Üyesi Yıldırım Kaya, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, CHP Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, CHP Samsun Milletvekili Kemal Zeybek, CHP Sivas Milletvekili Ali Akyıldız, CHP Kırşehir İl Başkanı Yılmaz Zengin, parti yöneticilerimiz ve partililerimizle Kırşehir Şeker Fabrikası önünde olacağız…<br />
<br />
En son verilere göre Kırşehir’de; 5 bölgede, 111 köyde, 3 bin 456 üreticiyle, 128 bin dekara ekim yapılarak, yılda 670 bin ton pancar üretilmekte.<br />
<br />
Kırşehir Şeker Fabrikası; yılda ortalama 500 bin ton pancarı işleyerek, 72 bin ton kristal toz şeker, 21 bin ton melas ve 130 bin ton yaş pancar posası elde ediyor. Çalışan 800 işçinin ve yaklaşık 3.500 pancar üreticisinin ekmek kapısı. Ayrıca, kamyonculara, taşıyıcılara iş, çiftçiye hayvan yemi sağlıyor. Hayvancılığın gelişmesine, köylünün ve esnafın kalkınmasına büyük katkı sunuyor.<br />
<br />
İşte AKP iktidarı, Kırşehir halkı için bu kadar değerli olan bir fabrikayı özelleştirerek, bölge ekonomisinin can damarlarından birini kesmek istiyor.<br />
<br />
<b>SANAYİNİN TEMELLERİNİ CHP ATTI</b><br />
Yerli ve milli olmak hamasi laflarla, boş söylemlerle olmaz!<br />
Emek vermek, üretmek, kurmak gerek!<br />
Tıpkı CHP’nin yaptığı gibi!<br />
<br />
Halkın malını özel sektöre peşkeş çekenler belki bilmezler, biz bir kez daha hatırlatalım…<br />
<br />
1933 yılında programında köklü değişikler yapan CHP, “devletçilik ilkesi”ni benimseyerek Türkiye’de sanayinin temellerini attı. 1933-1937 yıllarını kapsayan “Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı”nı hazırlayarak, ilk sanayi kollarının kuruluşunu gerçekleştirdi.<br />
<br />
Karabük Demir Çelik Sanayi, Kağıt Sanayi, Seramik Sanayi (Kütahya Seramik, Şişe-Cam, Çimento Fabrikaları), Dokuma Sanayi, Kimya Sanayi, Kükürt Sanayi… CHP’nin öncülüğünde kurulan sanayi kuruluşlarından bazılarıdır.<br />
<br />
Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası (1925), Sümerbank (1933), Türkiye Halk Bankası (1933), Etibank (1934) Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuştur.<br />
<br />
Yine Cumhuriyetin ilk yıllarında; demiryolları, madencilik, telefon, limanlar, milli güvenlik/stratejik önemi ve toplum yararı gözetilerek bedelleri ödenip millileştirilmiştir.<br />
<br />
İşte şeker fabrikalarının temelleri de bu dönemde atılmıştır. Atatürk’ün mirası ilk şeker fabrikası Alpullu Şeker Fabrikası 26 Kasım 1926 tarihinde üretime başlamıştır. Uşak Şeker Fabrikası 17 Aralık 1926, Eskişehir Şeker Fabrikası 1933, Turhal Şeker Fabrikası 1934 yılında üretime başlamıştır…<br />
<br />
Bugün, elleri titremeden, özel sektöre peşkeş çektikleri, “babalar gibi” sata sata bitiremedikleri kuruluşların, temellerinin CHP tarafından atıldığı gerçeğinin altını bir kez daha çizmek gerekir.<br />
<br />
<b>ÖZELLEŞTİRMELER SERMAYE AKTARIMININ ARACIDIR</b><br />
Özelleştirmeler, özel sektöre sermaye aktarımının siyasi hamleleridir. Nihai hedef, devletin ekonomiden tamamen çekilmesini sağlamaktır.<br />
<br />
Bizde de 12 Eylül 1980 faşist darbesinin hazırladığı elverişli ortam, 24 Ocak kararlarının uygulanmasına zemin hazırladı. Bu dönemde iktidar olan ANAP özelleştirmelerin ilk fitilini ateşledi.<br />
<br />
Her şeyin ilacı özelleştirme dendi. Bütün kötülüklerin anası Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ilan edildi. Zarar ettikleri, teknolojilerinin eski olduğu, rekabet edemedikleri, kaliteli ve çeşitli mal üretemedikleri iddia edilerek özelleştirmelere zemin hazırlandı.<br />
<br />
KİT’ler satılırsa sermaye tabana yayılacak, verimlilik artacak, zarar eden KIT’lerin yükü sırtımızdan kalkacak, hem devletimiz hem de halkımız kazanacak dendi…<br />
<br />
Ancak söyledikleri gibi sermaye hiçbir zaman tabana yayılmadı. Aksine, sermaye bazı ellerde toplandı! Kamu tekelleri özel sektör tekellerine dönüştü. Alım gücü olmayan tabanın, sermayeden pay alması mümkün olmadı!<br />
<br />
Söylemlerin aksine, zarar eden kuruluşlar değil, kar edenler teker teker satıldı. Türk Telekom; kar eden, en yeni teknolojiyle dolatılmış, stratejik öneme sahip bir kuruluş olmasına rağmen özelleştirildi.<br />
<br />
Anayasa’nın 2. Maddesinde Türkiye Cumhuriyet devleti “sosyal bir hukuk” devleti olarak tanımlanmıştır. Devletin “sosyal devlet” olma görevini kamu kuruluşlarıyla yerine getirmesi mümkündür. Eğitimde, sağlıkta, sosyal güvenlikte, yeni iş alanlarının açılmasında, özel sektörün karlı bulmadığı için yatırım yapmadığı alanlarda sosyal devlete ihtiyaç vardır. Ancak özelleştirmelerle, devletin ekonomik ve sosyal yanları küçülürken, baskıcı yanları büyümeye devam etti.<br />
<br />
İstisnalar hariç, sendikalar özelleştirmeye karşı iyi bir sınav veremediler. Birbirleriyle dayanışma içine giremediler. Adeta sıranın kendilerine gelmesini beklediler. Çok sayıda işçi işini kaybetti, sendikalar etkisizleştirildi, üyesi kalmayanlar kapandı…<br />
<br />
Dün “Kırşehir Petlas Lastik Fabrikası”nın satışına sessiz kalan Kırşehir halkı, bugün de “Kırşehir Şeker Fabrikası”nın satışına sessiz kalmamalıdır.<br />
<br />
Dünden çıkaracağımız çok dersler var.<br />
Haydı! Kırşehir esnafı, pancar üreticileri, kamyoncular, haktan, hukuktan, adaletten yana olanlar… Sendikalar el verin!<br />
Halkın olan halkta kalsın…<br />
Şeker fabrikaları halkın malıdır, sattırmayalım!<br />
<br />
Kırşehir halkını 1 Mart Perşembe günü, saat 11:00’da “Kırşehir Şeker Fabrikası” önünde yapacağımız basın açıklamasına bekliyoruz.<br />
<br />
Yıldırım Kaya<br />
CHP Parti Meclisi Üyesi<br />
28 Şubat 2018Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-15141779602796830362016-06-25T22:49:00.001+03:002016-06-25T22:49:28.779+03:00Kapıcıların işkolu Kapıcılar hangi işkoluna girer Kapıcılar genel işler işkoluna girer<b>Kapıcıların işkolu, Kapıcılar hangi işkoluna girer, kapıcılar genel işler işkoluna girer</b><br />
<br />
<b>Kapıcılar hangi işkoluna girer </b><br />
<b><br /></b>
<div style="text-align: center;">
<b>3 Ocak 2013 PERŞEMBE</b></div>
<div style="text-align: center;">
<b>Resmî Gazete</b></div>
<div style="text-align: center;">
<b>Sayı : 28517</b></div>
<br />
TEBLİĞ<br />
<br />
<b>Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:</b><br />
<b>İŞKOLU TESPİT KARARI</b><br />
Karar No : 2012/82<br />
İşyeri : Emek Apartman Yöneticiliği<br />
A. Nafiz Gürman Mah. Sırpsındığı Sok. No: 25<br />
Merter-Güngören/İSTANBUL<br />
SGK Sicil No : 221942.034<br />
Tespiti İsteyen : Genel-İş Sendikası<br />
İnceleme : Emek Apartman Yöneticiliğinde Bakanlığımızca yapılan incelemede; söz konusu işyerinin apartman olduğu, yapılan işin ise kapıcılık hizmetine yönelik olması nedeniyle İşkolları Yönetmeliğinin 20 sıra numaralı “Genel işler” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir.<br />
Karar: Emek Apartman Yöneticiliği işyerinde yürütülen işlerin niteliği itibariyle İşkolları Yönetmeliğinin 20 sıra numaralı <b>"Genel işler" işkoluna</b> girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi uyarınca karar verilmiştir.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-41814236898386306512016-04-29T21:54:00.003+03:002016-04-29T21:55:44.956+03:00CHP'den 1 Mayıs'a katılım çağrısı <div style="text-align: justify;">
<b>CHP'den 1 Mayıs'a katılım çağrısı </b></div>
<div style="text-align: justify;">
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 1 Mayıs'a katılım çağrısı yaptı. CHP, Parti İl Başkanlıkları'na gönderdiği bir yazıyla 1 Mayıs kutlamalarına katılımın sağlanması konusunda gereken tüm çalışmaların yapılmasını istedi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, CHP'nin İşçi Sendikaları ve STK'lardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve Parti Örgütü'nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl'ün imzalarıyla gönderilen yazı şöyle:</div>
<blockquote class="tr_bq" style="text-align: justify;">
"Tüm dünyada işçilerin emekçilerin ve tüm çalışanların yıllar boyu sürdükleri mücadelenin bir sembolü olan 1 Mayıs İşçi Bayramı'na katılım göstermek partimizin tarihsel ve toplumsal görevidir. İşçilerin ve emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik ciddi saldırıların olduğu bu süreçte 1 Mayıs kutlamalarının önemi artmıştır. Bu bilinçle, sendikal ve legal örgütlenmelerin etkin kutlamalarına partimizin il ve ilçe örgütlerinin yoğun katılım göstererek destek vermesi, kutlamaların güven ve huzur ortamında geçmesi adına, parti örgütlerimiz olarak birlik ve bütünlüğü destekleyici tutum sergilemeye önem verilerek İşçi Bayramının adına yakışır şekilde kutlanmasına katkı sağlanması hususunda gereğini rica ederiz"</blockquote>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-2605694082187457722016-04-27T15:54:00.001+03:002016-04-27T15:54:38.109+03:00Sendikalardan TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a suç duyurusu <div style="text-align: justify;">
<b>Sendikalardan TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a suç duyurusu </b></div>
<div style="text-align: justify;">
Sendikalar, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın, "Yeni Anayasa'da laiklik olmamalı" sözlerine yönelik suç duyurusunda bulundu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eğitim İş ve Birleşik Kamu İş sendikası üyeleri, Ankara Adliyesi önünde yaptıkları basın açıklamasıyla, TBMM Başkanı İsmail Kahraman hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve tazminat davası açtıklarını duyurdu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Suç duyurularının Türkiye genelinde yapılacağı ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ı istifaya davet mektuplar gönderileceği açıklaması yapıldı.</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-13293903123719586242016-04-25T21:38:00.000+03:002016-04-25T21:38:31.228+03:00DİSK KESK TMMOB ve TTB DİSK 1 Mayıs programını açıkladı<div style="text-align: justify;">
<b>DİSK KESK TMMOB ve TTB DİSK 1 Mayıs programını açıkladı</b></div>
<div style="text-align: justify;">
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, DİSK Genel Merkezi’nde düzenledikleri basın açıklamasıyla 1 Mayıs programını açıkladı. 1 Mayıs kutlamalarının başta İstanbul Taksim Meydanı olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanında alanlarda kutlanacağı ilan edildi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanları Şaziye Köse ve Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB İkinci Başkanı Raşit Tükel, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, DİSK Yönetim Kurulu üyesi Kamber Saygılı, DİSK üyesi sendikaların merkez ve şube yöneticileri ve işçiler katıldı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun okuduğu açıklamada, yıllardır olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs Birlik-Mücadele ve Dayanışma Gününün omuz omuza örgütleneceği aktarıldı.</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>Basın açıklamasının tam metni: </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Biz işçiler ve emekçiler, mimar-mühendisler, hekimler, kadınlar, gençler, yoksullar, ötekiler ve tüm ezilen halklar,</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Biz bu ülkenin onurlu insanları, 1 Mayıs Birlik-Mücadele ve Dayanışma Gününe hazırlanıyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
10 Ekim Ankara katliamı ile tırmanan baskı, sindirme ve susturma hamlelerine,</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Savaş örtüsü altında köleleştirmeye, işçi haklarının bir bir yok edilmesine,</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Güvencesizleştirmeye,</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Doğanın ve yaşamın sermayeye teslim edilmesine,</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eğitimin ticarileştirilmesine ve dinselleştirilmesine, yeni kuşakların “köleliğe biat eden işgücü” olarak yoğrulmasına,</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Adım adım kurumsallaştırılmakta olan faşizme karşı,</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yok sayılan, susturulmak ve güvencesiz-geleceksiz bir hayata mahkum edilmek istenen milyonlar olarak 1 Mayıs’ta söyleyecek sözümüz, büyütecek umudumuz var!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
EMEK İÇİN 1 MAYIS ALANLARINA!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ülke tarihinin emeğe dönük en ağır saldırılarını yaşıyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tarihin en büyük insanlık suçlarından olan köle ticareti, 2016 Türkiye’sinde Özel İstihdam Büroları aracılığı ile yasal hale getirilmek isteniyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir yandan “kiralık çalışma” adı altında kölelik düzeni getirilirken, diğer yanda 657 sayılı kanundaki mevcut iş güvenceleri ortadan kaldırılmak isteniyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Seçimlerden önce “taşerona kadro” sözü verenler, sözlerinde durmuyor. İşçilerin mahkemelerde ve fiili mücadelelerde kazandıkları haklarını tanımıyor. İşçilere taşerondan da güvencesiz “sözleşmeli” statü dayatılıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İş cinayetleri artık katliam boyutuna varmış durumda. Her yıl 1500’ün üzerinde işçi, iş cinayetlerinde katlediliyor. Katliamlara “kader” deyip geçen siyasi sorumlular ve bürokratları hesap vermiyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Evi yakılmış, ocağı sönmüş milyonlarca mülteci, ucuz iş gücü olarak sermayenin hizmetine sunuluyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Evden çalışma, tele çalışma ve esnek çalışma gibi adlar altında kadın emeği daha da değersiz hale getiriliyor. Kadınlar toplumsal yaşamdan uzaklaştırılıyor, eve hapis edilerek çalıştırılmak isteniyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Türkiye büyüyor”, “ekonomi gelişiyor” masallarının büyüsü, açlık-yoksulluk sınırının altında ücretlerle, güvencesiz, sendikasız, ölesiye çalıştırılan emekçilerin gerçeğiyle bozuluyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Emeğe böyle bir hayat dayatılırken, biz hayatı üretenler, işçiler, emekçiler, mimarlar, mühendisler, hekimler, kadınlar, gençler, yoksullar insanca yaşama ve insanca çalışma koşulları için 1 Mayıs’ta alanlarda buluşuyoruz!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
BARIŞ ve KARDEŞLİK İÇİN 1 MAYIS ALANLARINA!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Türk tipi başkanlık sistemi” adı verilen totaliter ve otoriter yeni bir rejimin inşası yolunda ülkemiz giderek daha büyük bir kaosa doğru sürüklenirken baskı ve şiddet her geçen gün daha fazla artıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İşçilerin, emekçilerin ve tüm halkın yararına kullanılması gereken kaynaklar, savaşlara harcanıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ortadoğu’da halklar arası düşmanlıkları kışkırtan çetelere silah yardımından tıbbi desteğe kadar pek çok kalemde gayet cömert olan iktidar, mesele işçiler, emekçiler olunca “mali disiplin” edebiyatına başvuruyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Savaşlarda işçiler, emekçiler ölüyor. İktidarın kendine güç devşirmek için kullanmak istediği tabutlar yalnızca yoksulların evine geliyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yasadışı sokağa çıkma yasakları ile kuşatılmış, yakılmış yıkılmış kentlerde, açlığa, susuzluğa, mahkum edilmiş, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yoksun yüz binlerce insan, evlerini ve topraklarını terk etmeye zorlanıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İçte ve dışta yürütülen savaş politikalarına itiraz edenler, barış isteyenler her tarafta patlatılan canlı bombalarla savaşa biat etmeye zorlanıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ülkemizi ateşe atanlar, iktidarlarını kan ve gözyaşı ile inşa etmeye devam ediyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ülkemizde ve bölgemizde, savaşın bedeli işçilere, emekçilere, yoksullara ödetiliyor. Savaşlara hayır demek için, barış için, kardeşlik için 1 Mayıs’ta alanlarda buluşuyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
DEMOKRASİ İÇİN 1 MAYIS ALANLARINA!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir ülke düşünün ki, iktidardaki küçük bir elit dışında herkes “düşman” veya “potansiyel düşman” ilan edilsin.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir ülke düşünün ki iş güvencesi isteyen işçiler, “güvenceme dokunma” diyen kamu emekçileri “düşman”! Halkın sağlık hakkı için mücadele veren sağlık emekçileri, bilimin ve tekniğin imkanlarını halk yararına kullanan mühendisler “düşman”!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir ülke düşünün ki barış istediğini söyleyen bir metne imza atan akademisyenler, emeğine ve yaşamına sahip çıkan kadınlar “düşman”! Demokratik üniversite isteyen öğrenciler, savunma hakkına sahip çıkan avukatlar, iktidar talimatı dışında haber yapmaya kalkan gazeteciler “düşman”!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir ülke düşünün ki, sosyal medyada iktidarı eleştiren genç, “kral çıplak” diyen çocuk “düşman”, doğanın talanına hayır diyen halk “düşman”! Dili farklı, inancı farklı, kimliği farklı her bir yurttaş “düşman”!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir ülke düşünün ki tacize, tecavüze, çocuk istismarına “hayır” diyenler “düşman”!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir ülke düşünün ki iktidar gibi düşünmeyen, iktidara biat etmeyen tüm emek ve meslek örgütleri “düşman”!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Nüfusunun büyük bir çoğunluğu “düşman” veya “potansiyel düşman” ilan edilen, adalet sarayları büyürken hukukun ayaklar altına alındığı, ekmeğimiz küçülürken hapishanelerin büyüdüğü bir ülkede demokrasi için 1 Mayıs’ta alanlardayız!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1 MAYIS BİRLİK DEMEKTİR, DAYANIŞMA DEMEKTİR, MÜCADELE DEMEKTİR!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1 Mayıs bizim için “Birlik” demektir. Biz dört emek ve meslek örgütü olarak, geçmişte olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs’ta kol kola omuz omuza olmamız gerektiğini ifade ediyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1 Mayıs bizim için “Dayanışma” demektir. Emeğin ortak sorunları ve talepleri etrafında 1 Mayıs meydanlarında buluşacağımızı ilan ediyor, tüm emek ve demokrasi güçlerini de bu dayanışmaya güç vermeye çağırıyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1 Mayıs bizim için “Mücadele” demektir. 1 Mayıs’ın tarihi dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde işçi sınıfının ekmek ve hürriyet kavgasıyla yazılmıştır. 19’uncu yüzyılda ayağa kalkan Amerikalı işçilerden, 1977’de Taksim’de yitirdiğimiz kardeşlerimize kadar 1 Mayıs’ın tarihi bir mücadele tarihidir. Biz dört örgüt olarak bu tarihi alanlarda yaşattık ve yaşatmaya da devam edeceğiz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bugün burada 1 Mayıs 2016 kutlamaları kapsamında başta İstanbul Taksim olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanında alanlarda olacağımızı ilan ediyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hepinizin bildiği gibi Taksim 1 Mayıs alanı konusunda uluslararası mahkemelerin kararlarını hükümet Anayasa’yı ihlal ederek tanımıyor ve 3 yıldır işçilere ve İstanbul halkına 1 Mayıs gününü zehir ediyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ancak hükümetin ulusal ve uluslararası mahkeme kararlarını tanımadığı 2013-2014 ve 2015 1 Mayısları için de Taksim meydanında 1 Mayıs kutlamanın ve çağrı yapmanın suç olmadığına karar verildi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yasaklama için hiçbir hukuki gerekçesi olmayan hükümetten ve idareden beklentimiz, 1 Mayıs’ın coşkuyla kutlanabilmesi için Taksim meydanını hazırlamasıdır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu konuda girişimler önümüzdeki günlerde yapılacaktır. Yine önümüzdeki günlerde 1 Mayıs’ın Birlik-Mücadele ve Dayanışma ruhuna inanan dost kurumlarla ve siyasi partilerle bir araya gelinecek bu süreç beraber ortak akılla, ortak emekle örgütlenecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bizim amacımız 2016 1 Mayıs’ını başta İstanbul Taksim meydanı olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında özgürce ve kardeşçe kutlamaktır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Türkiye’nin ihtiyacı 1 Mayıs’ın Birlik-Mücadele ve Dayanışma ruhudur!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Herkesi bu birliğe, mücadeleye ve dayanışmaya güç vermeye çağırıyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yaşasın İşçilerin Birliği!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yaşasın Halkların Kardeşliği!</div>
<div style="text-align: justify;">
aşasın Birlik-Mücadele Dayanışma!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yaşasın 1 Mayıs!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Kaynak: <a href="http://disk.org.tr/">disk.org.tr</a></b></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-9747735872883463272016-04-22T23:35:00.000+03:002016-04-22T23:42:39.805+03:00Ankara'da 1 Mayıs Kolej Meydanı'nda kutlanacak<b>Ankara'da 1 Mayıs Kolej Meydanı'nda kutlanacak</b><br />
<div style="text-align: justify;">
TÜRK-İŞ, DİSK, KESK, TMMOB ve Tabip Odası, 1 Mayıs'ı Ankara'da birlikte kutlama kararı aldı. Ankara 1 Mayıs Tertip Komitesi, Sıhhiye Meydanı'nın Ankara Valiliği tarafından yasaklanması nedeniyle 1 Mayıs'ın Kolej Meydanı'nda kutlanacağını açıkladı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ankara 1 Mayıs Tertip Komitesi, Mülkiyeliler Birliği'nde yaptığı basın toplantısında, Ankara'da kutlanacak 1 Mayıs programını açıklandı. Tertip Komitesi adına basın açıklamasını KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fevzi Yılmaz yaptı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sıhhiye Meydanı'nın Ankara halkına yasaklanmasının anlaşılır olmadığını söyleyen Yılmaz, "Bu yıl Ankara'da 1 Mayıs tüm işçi ve emekçilere tarihi bir sorumluluk yüklüyor. 10 Ekim 'Emek, Barış, Demokrasi' Mitingi'ne yönelik Ankara katliamından sonraki ilk 1 Mayıs olması sorumluluğumuzu artırdı. Daha sonraki günlerde 17 Şubat ve 13 Mart'ta patlayan bombalar hayatını kaybeden onlarca kişi ve sokağa çıkamaz hale gelen milyonlar. Güvenlik politikaları adına emekçilere alanların yasaklandığı baskı şiddet politikaların arttığı koşullarda 1 Mayıs daha da önemlidir." dedi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1 Mayıs'ta işçilerin ve emekçilerin saat 13.00'de Kolej Meydanı'nda toplanacağını belirten Yılmaz, işçi ve emekçileri 1 Mayıs'a katılmaya çağırdı.</div>
<br />
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-42642868982088414662016-04-18T17:03:00.000+03:002016-04-18T17:03:11.338+03:00Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: Taksim'de 1 Mayıs kutlaması olmayacak<div style="text-align: justify;">
<b>Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: Taksim'de 1 Mayıs kutlaması olmayacak</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası gündeme ilişkin yaptığı açıklamada "Taksim'de 1 Mayıs kutlaması olmayacak" dedi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kurtulmuş, 1 Mayıs kutlamalarının yapılmasına ilişkin gelen bir soruya, "Taksim'de 1 Mayıs kutlaması olmayacak" dedi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-44500325778198697172016-02-24T21:53:00.000+02:002016-02-24T21:53:25.690+02:00DİSK Yönetim Kurulu 15. Genel Kurul sonuç bildirgesini açıkladı<b>DİSK Yönetim Kurulu 15. Genel Kurul sonuç bildirgesini açıkladı</b><br />
DİSK Yönetim Kurulu 23 Şubat 2016 Salı günü Genel Başkan Kani Beko Başkanlığında toplandı. 12-13-14 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilen 15. Olağan Genel Kurul Sonuç Bildirgesi açıklanırken yeni görev dağılımı da yapıldı. <br />
<br />
<b>DİSK'te yeni görev dağılımı şöyle:</b><br />
<b>Arzu Çerkezoğlu:</b> Genel Sekreter, Eşgüdüm, Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler ve Kadın İşçi Sorunları Daire Başkanlıklarına.<br />
<b>Cafer Konca:</b> Genel Başkan Yardımcılığı ve Örgütlenme Daire Başkanlığına<br />
<b>Cemal Poyraz</b>: Genel Başkan Yardımcılığı, Hukuk, Genç İşçiler Sorunları, Çocuk İşçiler Sorunları, Siyasal ve Sosyal İlişkiler Daire Başkanlıklarına.<br />
<b>Alaaddin Sarı:</b> Mali İşler ve Uluslararası İlişkiler Daire Başkanlıklarına.<br />
<b>Kanber Saygılı:</b> Eğitim, Araştırma, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Daire Başkanlıklarına.<br />
<b>Mustafa Safvet Yahyaoğlu: </b>Toplu Sözleşme Politikaları ve Koordinasyonu, Göçmen İşçiler Sorunları, Emekli Sorunları, Çevre Sorunları Daire Başkanlıklarına.<br />
<br />
<b>DİSK'in 15. Genel Kurul sonuç bildirgesi şöyle: </b><br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>DİSK 15. GENEL KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ</b></div>
<div style="text-align: justify;">
12-14 Şubat 2016 tarihinde toplanan 15. Genel Kurulumuz, önceki genel kurullarımızda alınan kararları bir kez daha teyit ederek, işçi sınıfının haklarının geliştirilmesine ve özgürlükçü, demokratik bir toplumsal düzenin gerçekleştirmesine yönelik olarak, DİSK ilkeleri çerçevesinde aşağıda yer alan sonuç bildirgesini karar altına almıştır:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Genel Kurulumuz, kapitalizmin küresel düzeyde yarattığı ve işçi sınıfının temel hak ve özgürlüklerini yok etmeye dayalı koşullarda toplanmıştır. Özellikle 2008 yılında başlayan küresel krizden sonra, krizlerin kapitalizmin yapısal özelliği olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Son 30 yıldır sermaye çevrelerince benimsetilmeye çalışılan “serbest piyasanın her derde deva olacağı“ şeklindeki neoliberal ideoloji çökmüş bulunmaktadır. Küreselleşmenin dünya halklarına verebildiği tek şey yoksulluk, işsizlik, savaş ve yıkımlar olmuştur. Uluslar üstü sermayenin çıkarları doğrultusunda ortaya çıkan ulusal ve uluslararası ilişkiler ağı, kapitalizmin başlangıç dönemi için kullanılan “vahşi kapitalizmin“ koşullarından farklı olmayan bir nitelik taşımaktadır. Küresel sermayenin “en çok kar“ amacı peşinde koşarken, alınır- satılır bir mal haline getirmediği hiçbir varlık ve değer kalmamıştır. Kadın ve çocuk emeğinin bile insafsızca sömürüldüğü, göçmen işçilerin insanlık dışı koşullarla karşı karşıya kaldığı bir dünya yaratılmıştır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu süreç emek-sermaye ilişkilerini ve bir bütün olarak üretim ilişkilerini derinden etkilemiştir. Uluslar üstü sermaye, örgütsüz ve ucuz işgücü üzerinden rekabet gücünü geliştirme politikasına dayanmış, “kuralsız bir piyasa ekonomisi” dünya çapında egemen kılınmaya çalışılmıştır. Bu gelişmeler kaçınılmaz olarak örgütsüzlük, sendikasızlaştırma, özelleştirme, taşeronlaşma, güvencesizlik, ücretlerin ve ücret dışı gelirlerin düşürülmesi gibi sorunlar ile esnek çalışma düzenini sendikal hareketin önüne büyük bir engel olarak çıkarmıştır. Güvencesizlik tüm dünya çapında kayıt dışı çalışmanın en yaygın istihdam halini almasına kadar ulaşmıştır. Dünya genelinde 1 milyar 800 milyon insan kayıt dışı çalışmak zorunda bırakılmıştır. Ülkemiz açısından göçmen işçiler de kayıt dışı çalıştırmanın en acımasız biçimlerine maruz bırakılmaktadır. Sosyal devlet gerek anlayış gerekse kurumsal işleyiş olarak yok edilmeye çalışılmıştır. Böylece işçilerin tek tek hakları geriletildiği gibi işçi sınıfının toplumsal konumu da güçsüzleştirilmeye çalışılmıştır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Küreselleşme ile bir cennet vaat edilmiş, ancak bu gelişmenin emekçiler ve tüm işçi sınıfı için dünya çapındaki karşılığı daha çok işsiz, daha az gelir, daha fazla açlık, yoksulluk ve sınıfsal parçalanmışlık olmuştur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dünya, ülkeler ve insanlar arasındaki gelir farklılıklarının olağanüstü arttığı, çalışanların yaşam koşullarının giderek kötüleştiği, güvencesiz ve ucuz istihdamın yaygınlaştığı, işsizliğin süreklilik kazandığı yeni bir yüzyıla adım atmış durumdadır. Örgütsüzlük bu yeni koşulların kaçınılmaz bir parçası olarak kendisini göstermekte ve işçi sınıfının sendikalaşma düzeyi ortalama %6’lara inmiş bulunmaktadır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Son 30 yılda dünya barış ortamından giderek uzaklaşmış, yer küre üzerinde adeta sürekli bir savaş durumu ortaya çıkmıştır. Küreselleşme insanlık için, ekonomik ve sosyal yapıda ortaya çıkardığı bozulmalarla birlikte, ölümden başka bir gelecek yaratamamıştır. Son yıllarda bölgemiz dünyanın “en sıcak” coğrafyası haline gelmiş durumdadır. Küreselleşmenin insanlığa yansıttığı en acımasız sonuçlar bölgemizde bütün çıplaklığıyla sergilenmektedir. Milyonlarca insanın ölümü ve on milyonlarca insanın göçü, ortaya çıkan trajedinin büyüklüğünün açık kanıtıdır. Bu gelişmelerin Türkiye’ye yansımaları da en temel hak ve özgürlüklerimizi tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Türkiye 21. Yüzyıla krizlerle boğuşarak ve 12 Eylül cuntasının yarattığı baskıcı koşullar altında girmiştir. Türkiye’de 24 Ocak 1980 kararlarıyla başlayan neoliberal piyasacı uygulamalar, ülkemizin ekonomik büyüme ve gelişme sürecini ucuz emek istihdamı ile sağlamayı öngörmüştür. Bu düzenin sürekliliğini sağlayabilmek için 12 Eylül 1980 tarihinde askeri bir darbe yapılmıştır. 12 Eylül koşullarında hazırlanan yeni yasalar ile sendikal örgütlemenin önü kesilmiş ve toplu sözleşme düzeni, çalışanların çok küçük bir azınlığını kapsayacak şekilde oluşturulmuştur. Bir yandan kayıt dışı istihdamın devam etmesi, öte yandan ise taşeronlaşma ve esnek çalışma türlerinin yaygınlaşması, 24 Ocak 1980 kararları ile öngörülen amaçlara ulaşmayı sağlarken, sendikal hareketin ve işçi sınıfının örgütlenmesinde de büyük engeller ortaya çıkarmıştır. 2000 yılı ve sonrasında aynı eğilim doğrultusunda piyasada yaygınlaşmış olan güvencesizlik yasal düzenlemeye bağlanmış ve sendikal hareketi baskı altında tutan engelleme ve yasaklamalar sürdürülmüştür. 2003 yılında çıkarılan 4857 sayılı yeni İş Yasası ve 2012 yılında yürürlüğe giren yeni 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, AKP iktidarının 24 Ocak kararları ile 12 Eylül düzeninin bir devamı olarak, sermaye yanlısı politikalarla varlığını sürdürdüğünü açıkça göstermektedir. Bugün gündemde bulunan kıdem tazminatı ve “güvenceli esneklik” başta olmak üzere yeni istihdam yapısına ilişkin tüm tartışmalar, bu sürecin amaçlarına uygun yeni bir ortam yaratma ve tıkanıklıkları aşma girişimleri olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Öngörülen amaç ve uygulamalarla ekonomik gelişmenin sağlanması ve işsizliğin geriletilmesi, emekçilerin güvenceleri zayıflatılarak ve kazanılmış hakları yok edilerek gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Yapılmak istenen değişikliklere gerekçe olarak gösterilen katı istihdam yapısının Türkiye’de bulunduğunu öne sürebilmek ancak, sermaye yanlısı bir bakış açısına ve piyasacı, neoliberal bir ideolojiye sahip olmakla mümkündür. Bu ideolojik saldırı ile üzeri örtülmeye çalışılan gerçekliğimiz, dünyanın en az ücretle en çok çalışan, en az izin kullanan, çalışırken en çok ölen, sendikalaşma oranı en düşük, en güvencesiz işçilerinin bulunduğu yerler arasında Türkiye’nin ilk sıralarda yer aldığıdır. Türkiye’de çalışanların tümünün karşı karşıya kaldığı koşullar açısından bir katılıktan bahsedilecek ise bu katılık ancak, emekçilerin yoğun bir biçimde sömürülmesine yol açan ilkel çalışma koşullarından doğan bir katılık Türkiye ekonomisi uluslararası sermayenin çıkarlarına göre yapılandırılmıştır. Bu anlamda Türkiye yeni liberal politikaların en kararlı şekilde uygulandığı ülkelerin başında gelmektedir. Oysa toplumsal çözümsüzlükleri yaratan da doğrudan doğruya bu politikaların kendisidir. Ülkemiz tüm ekonomik gelişme iddialarına karşın toplumsal gelişmişlik göstergelerinde dünya ortalamalarına göre çok gerilerde yer almaktadır. Örneğin dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi olan Türkiye, işçi ölümlerinde lider, kadın hakları açısından 126’ıncı, sağlık alanında 61’inci, siyasal demokraside 99’uncu, eğitim haklarında 109’uncu sırada bulunmaktadır. Ayrıca OECD verilerine göre Türkiye Şili ve Meksika ile birlikte gelir dağılımı en bozuk üç ülkeden birisidir. Sendikalaşma oranı açısından dünyanın en düşük sendikalaşma oranına sahip ülkeler arasındadır. Çalışanların % 95’inden fazlası toplu sözleşme güvencesinden yoksundur. İşsizlik son yıllarda giderek artmış ve yapısal bir nitelik kazanmıştır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
AKP iktidarı Türkiye’deki çalışma ilişkilerini ve işçilerin çalışma koşullarını kazanılmış hakları yok ederek yeniden yapılandırmaya yönelmiş bulunmaktadır. 2012 yılından başlayarak 2016’ya kadar yıllık planlarda ve hükümet programlarında yer verilen Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi, ekonomik gelişmeyi çalışanların en temel haklarını yok ederek sağlamayı amaçlayan bir saldırı belgesidir. AKP’nin uyguladığı istihdam politikaları kıdem tazminatını ortadan kaldıracak, güvencesiz çalışmayı olağanüstü yaygınlaştıracak, iş güvencesini yok edecek ve özel istihdam büroları aracılığıyla işçileri kiralık hale getirecek gelişmeleri içinde taşımaktadır. Türkiye günümüzde, sendikaları ve işçi hareketini denetim altında tutarak, sendikal özgürlükleri ve toplu sözleşme hakkını kullanılamaz hale getirerek, grev yasak ve ertelemelerine süreklilik kazandırarak, toplu sözleşme kapsamının olağanüstü daralmasına yol açarak dünyada uygulanan en katı ve ücretlilerin en çok zarar gördüğü bir ekonomik ve toplumsal yapıyı kurumsallaştırmıştır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Uluslararası sermayenin çıkarları doğrultusunda küresel kapitalizme eklemlenen Türkiye, ucuz işçiliğe dayalı birikim modeliyle sağladığı gelişmeyi sürdürmek amacıyla demokratik değişime direnmektedir. Aynı zamanda bu birikim rejimi ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında devasa sorunlara yol açmakta, iş cinayetlerinin artmasına neden olmaktadır. Bu direnme gelişen olaylara bağlı olarak çeşitli biçimlerde kendisini göstermekte ve giderek tüm demokratik hakların askıya alındığı bir düzeye doğru tırmanmaktadır. AKP iktidarı ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda hedeflediği amaçlara güçlü bir sendikal hareketin ve muhalefetin var olduğu koşullara ulaşamaz. Bu nedenle giderek daha baskıcı bir yönetime dönüşmek zorundadır. Son dönemde gelişen baskıcı uygulamalar, gözaltılar, hukuk dışı yargılama örnekleri bu durumu açıkça göstermektedir. Türkiye’de bugün sendikal hak ve özgürlükler 12 Eylül cuntasının ön gördüğü çerçevede kullanılabilmektedir. Grev hakkı, sendika üyeliği, toplu sözleşme hakkı gibi alanlarda demokratik bir değişim söz konusu değildir. Sosyal devlet ve toplumsal haklar büyük ölçüde yok edilmiştir. AKP iktidarı toplumsal sorunların çözümünde uyguladığı politikalarla bir “tek parti iktidarı” anlayışını yansıtmaktadır. İktidar, devletin zor aygıtlarını ve adalet sistemini tümüyle kendi çıkarlarına göre biçimlendirmekte ve yönlendirmektedir. Kendisi dışında hiç kimsenin, hiçbir kurum ve kuruluşun güven içinde olamayacağı mesajını her fırsatta vermektedir. Muhalefet edenin ağır bedel ödediği, en küçük itirazların şiddetle bastırıldığı, farklı düşünmenin suçlanmaya gerekçe yapıldığı koşullar oluşmuş bulunmaktadır. Kürt Sorunu’nun çözümünde barışçı ve uzlaşmacı arayışların önü iktidar tarafından tümüyle kesilmiş durumdadır. Toplumsal bir sorun yalnızca bir “güvenlik sorunu” gibi ele alınarak tüm toplumun geleceğini ve barışını tehdit eden bir ortam yaratılmaktadır. Basın organları, muhalif kesimler, aydınlar, akademisyenler sindirilmeye çalışılmaktadır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu koşullar altında Türkiye’de bir yandan da yeni bir anayasa yapma tartışması gündemdedir. Türkiye 12 Eylül 1980 faşizminin sendikal hareketi ve demokratik güçleri denetim altına alan baskıcı anayasası ile yönetilmektedir. Olağanüstü baskıcı ve otoriter bir dönemin ürünü olan 1982 anayasasının değiştirilmesi talebi, bu anayasanın yürürlüğe girmesinden başlayarak dile getirilmiştir. Bugünde ülkemizin içinde bulunduğu koşullar özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik ve sosyal bir anayasa ihtiyacını ertelenemez bir şekilde dayatmaktadır. Ancak anayasalar toplumsal uzlaşma belgeleridir. Bir toplumun bir arada yaşamasını sağlayacak temel ilkeleri ve çerçeveyi ortaya koyarlar. Bugün içinde bulunduğumuz gerilim, kutuplaşma ve çatışma ortamında özgürlükçü ve demokratik yeni bir anayasa yapılamaz. Bu koşullarda gerçekleştirilecek anayasa değişikliğinin niteliği 2010 yılında yapılan değişikliklere bakılarak açıkça görülebilir. Son gelişmeler ve AKP iktidarı ile Cumhurbaşkanı tarafından getirilen öneriler başkanlık rejimi çerçevesinde, antidemokratik, baskıcı bir rejim yönelimine işaret etmektedir. Bütün bu veriler AKP iktidarının açtığı anayasa değişikliği tartışmasının, Türkiye’yi demokratikleştirme gibi bir amacının olmadığını ortaya koymuş bulunmaktadır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Bu tespitler çerçevesinde 15. Genel Kurulumuz önümüzdeki döneme ilişkin şu hedefler doğrultusunda mücadeleyi kararlaştırmıştır:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>1.DEMOKRATİK, ÖZGÜRLÜKÇÜ VE EŞİTLİKÇİ ANAYASA</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Bugün öncelikle yapılması gereken demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasa talebini yükseltmek ve tüm topluma yaygınlaştırarak demokratik bir anayasal değişim için uygun ortamın yaratılmasını sağlamaktır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İktidarın oluşturmaya çalıştığı, iktidar tarafından dayatılmak istenen otoriter, baskıcı, ayrıştırıcı, özgürlükleri kısıtlayıcı her türlü yönetim biçimine, faşizme karşı mücadelemiz var gücümüzle devam edecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>2.DEMOKRATİK VE BARIŞ İÇİNDE BİR TOPLUMSAL YAŞAM</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Günden güne kutuplaşan ve çatışmacı bir anlayışla gerilimleri yükselten bir anlayışı aşmak, işçi sınıfının kardeşliği şiarıyla demokrasiyi ve barışı her alanda savunmak öncelikli görevlerimiz arasındadır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Demokrasi ve barış işçi sınıfının evrensel ve vazgeçilemez hedefleridir ve Konfederasyonumuz bu hedefler için mücadelede kararlıdır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şiddete ve baskıya karşı çıkılarak; Kürt Sorunu’nun eşitlik, özgürlük, kardeşlik temelinde ve barış içerisinde çözülmesi için mücadele edilecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>3. GELİR DAĞILIMIN ADALETLİ BİR ŞEKİLDE DÜZELTİLMESİ</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Ülkemizin dünyanın gelir dağılımı en bozuk ülkeleri arasından çıkarılarak, adaletli ve dengeli bir gelir dağılımı sağlanmalıdır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu amaçla asgari ücretin yükseltilmesi, sendikal örgütlenmenin ve toplu sözleşme sisteminin yaygınlaştırılması en temel mücadele hedefimizdir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>4. İNSAN ONURUNA YARAŞIR VE GÜVENCELİ İSTİHDAM</b></div>
<div style="text-align: justify;">
İşçi sınıfının çalışma koşullarının iyileştirilmesi, insan onuruna yaraşır ve güvenceli istihdamın sağlanması için her alanda mücadele sürdürülecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kayıt dışı ekonominin, kiralık işçilik, taşeron vb. köleleştirmeye yönelik her türlü istihdam biçiminin önlenmesi amacıyla en geniş mücadele hattı oluşturulacaktır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>5. GÖÇMEN İŞÇİLER</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Türkiye işçi sınıfının bir parçası haline gelen Suriyeli göçmen işçiler başta olmak üzere tüm göçmen işçilerin, insanlık dışı çalışma koşullarından kurtarılması, sınıf kardeşliği temelinde başta kamu hizmetlerine erişim, eşit koşullarda çalışma ve örgütlenme hakkı olmak üzere tüm haklardan yararlanması için çalışmalar sürdürülecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu anlamda, ırkçılığa, ayrımcılığa ve göçmen karşıtlığına karşı kararlılıkla mücadele verilecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>6. İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ</b></div>
<div style="text-align: justify;">
İşçi sağlığı ve iş güvenliği için başta taşeron olmak üzere güvencesiz çalışma ilişkilerinin yasaklanarak tüm işçilerin güvenceli istihdamı, sendikal özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması ve sendikaların, üniversitelerin ve meslek odalarının/birliklerinin içinde olduğu özerk-demokratik bir kurumsal yapının oluşturularak yeni bir sistemin hayata geçirilmesi için çalışmalarımız sürdürülecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>7. KIDEM TAZMİNATI İŞ GÜVENCESİNİN DAYANAKLARINDAN BİRİDİR</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Uzun soluklu bir mücadele ile kazanılmış ve iş güvencesinin önemli dayanaklarından biri olan kıdem tazminatı hakkımız korunacaktır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kıdem tazminatına ilişkin yapılacak düzenlemelerle, mevcut haklarımızı geriletilmesine demokratik ve meşru tüm yol ve yöntemlerle hiçbir koşulda izin verilmeyecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kaynak: <b><a href="http://disk.org.tr/">disk.org.tr</a></b></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-260935450258265072016-02-24T21:21:00.001+02:002016-02-24T21:21:42.297+02:00Türk İş Başkanlar Kurulu Bildirisi (24 Şubat 2016)<b>Türk İş Başkanlar Kurulu Bildirisi (24 Şubat 2016)</b><br />
Türk-İş Başkanlar Kurulu 24 Şubat 2016 Çarşamba günü Bursa'da toplandı. Çalışma hayatına ilişkin gündemdeki konuların görüşüldüğü toplantı sonrası bir bildiri yayınlandı.<br />
<br />
İşte Türk İş Başkanlar Kurulu'nun bildirisi:<br />
<br />
<b>Türk-İş Başkanlar Kurulu Bildirisi</b><br />
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu ülkemizle ve çalışma hayatıyla ilgi gündemdeki konuları görüşmek ve izlenecek konuları belirlemek üzere 24 Şubat 2016 Çarşamba günü Bursa'da toplanmış ve aşağıdaki konuların duyurulmasına karar vermiştir.<br />
<br />
“TÜRK-İŞ 23. Çalışma Döneminin ilk Başkanlar Kurulu Toplantısı bugün 1952 yılında kurulduğu Bursa'da yapılmıştır. TÜRK-İŞ kuruluşundan bugüne ülkemizin sosyal ve ekonomik dönüşümüne ve gelişimine ivme kazandırmış ve çalışma hayatına ve barışına önemli katkıda bulunmuştur. Kurulduğu tarihten itibaren, işçi hareketinin lokomotifi olmuş, çalışanların hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için liderlik yapmıştır.<br />
<br />
TÜRK-İŞ, tüzükte belirtilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken ülkemizin toplumsal ve ekonomik gerçeklerini daima göz önünde bulundurmuştur ve Genel Kurulda alınan kararlar doğrultusunda aynı duyarlılıkla yoluna devam edecektir.<br />
<br />
Ülkemizde son zamanlarda yoğunlaşan ve toplumsal huzuru ve barışı bozmaya yönelik terör olaylarından TÜRK-İŞ ailesi olarak büyük üzüntü duymaktayız ve vatanı uğruna şehit olan kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissetmekteyiz. Bu vesileyle bir kez daha şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabır, yaralı vatandaşlarımıza şifalar diliyoruz. Ve bir kez daha kararlılıkla vurguluyoruz: Ülkemizin ve milletimizin birliğine yönelik tehditler kirli emellerine ulaşamayacaklardır.<br />
<br />
TÜRK-İŞ ailesi kamu düzenini ve demokrasimizi korumaya ve geliştirmeye yönelik gayretlere katkı yapmaya devam edecektir.<br />
<br />
64. Hükümet'in 2016 Yılı Eylem Planında yer aldığından gündeme getirilen ve TBBM'ne sevk edilen ve halen Komisyonda görüşülmekte olan "Özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması ve uzaktan çalışma" yı içeren "İş Kanunu İle Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" gündeme geldiği günden itibaren hassasiyetle değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalar ve araştırmalar söz konusu düzenlemelerin iş ve işçi dünyasında önemli problemlere yol açacağını, sosyal taraflar arasında güveni sarsacağını, iş barışını bozacağını göstermektedir. Bu nedenle TÜRK-İŞ olarak bu tasarının yol açacağı "Taşeron İşçilik" olarak tanımlanan çalışma biçiminden daha ağır olumsuzlukları, ayırımcılığı ve sorunları Bakanlıkta, Komisyonda, TBBM'de grubu bulunan partiler nezdinde ve kamuoyunda anlatmak için yoğun mesai sarf etmiş bulunmaktayız.<br />
<br />
Gündeme getirilmek istenen "Kıdem Tazminatı konusunda, TÜRK-İŞ Genel Kurulunda oy birliğiyle karar alınmıştır. Kazanılmış haklardan geri atılmasına asla izin verilmeyeceği noktasında kararlılığımız ortadadır ve göz ardı edilmemelidir.<br />
<br />
Alt işverenlik (taşeron) uygulamasının yol açtığı sorunları çözmek için kamuda çalışan tüm taşeronlar asıl işçi-yardımcı işçi ayırımı yapılmadan kadroya geçirilmelidir.Taşeron işçilerinin haklarının sağlanması ve korunması için bir ‘’çerçeve protokol’’ yapılmalıdır.Kamuda geçici işçi statüsünde 6 aydan az çalıştırılan (5 ay 29 gün) işçilerin daimi kadroya geçirilmeleri için gerekli yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır.<br />
<br />
Asgari ücretin net 1.300.-TL olmasından sonra YHK tarafından alınan kararlar özellikle taşeron işçi sözleşmelerine olumsuz yansımış, ücret zammı ve sosyal yardım ödemelerini düşürmüştür. Ayrıca bazı işverenler toplu iş sözleşmesini bahane ederek ihale sözleşmesindeki ücreti ve sözleşme farklarını ödememektedir. Sendika üyesi olmayı ve toplu iş sözleşmesine tabi olmayı cezalandıran, dolayısıyla sendikal örgütlenme konusunda caydırıcı etki yapan bu uygulamaya son verilmelidir.<br />
<br />
Bazı işyerlerinde Sendika üyelerimize yönelik mobbing uygulamaları dikkatle takip edilmektedir. Bunun en güncel örneği Renault fabrikasında çalışan TürkMetal üyesi işçilerimizin maruz kaldığı uygulamalardır. İşçilerimizin verimli ve huzurlu çalışma dirençlerini kırmaya yönelik bu uygulamaları ibretle izliyoruz. Yetkileri bu konuda anayasanın sağladığı güvenceleri yerine getirmeye davet ediyoruz. TÜRK METAL Sendikası’nın geçmişte olduğu gibi bugün de bu sorunları aşacak gücü vardır. Başkanlar Kurulu verilen bu mücadeleyi desteklemeye devam etmektedir.”<br />
<br />
Kaynak: <a href="http://www.turkis.org.tr/">turkis.org.tr </a>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-90004221431703306572016-02-12T14:41:00.000+02:002016-02-12T16:58:23.187+02:00 Çalışma Bakanı Süleyman Soylu DİSK Genel Kurulu'nu terk etti<b>Çalışma Bakanı Süleyman Soylu DİSK Genel Kurulu'nu terk etti </b><br />
<div style="text-align: justify;">
DİSK'in 15.Olağan Genel Kurulu'na katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, protestolara dayanamayarak salonu terk etti.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
DİSK'in 15. Olağan Genel Kurulu'na CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP Sendikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve çok sayıda davetli katıldı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çalışma ve Sosyak Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu'nun salona girmesiyle protestolar başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile el sıkışan Soylu, yerine oturdu. Ancak salondaki sloganlar artarak devam etti. DİSK Genel Başkanı Kani Beko salonu sakinleştirmeye çalıştı, ancak başarılı olamadı. Protestonun ve "katil hırsız Erdoğan" sloganlarının devan etmesi üzerine Soylu salonu terk etti.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Salonu terk eden Bakan Soylu dışarda bekleyen gazetecilere açıklamalarda bulundu. Soylu, “Bir ülkenin cumhurbaşkanına katil diyeceksiniz, hırsız diyeceksiniz, ondan sonra da orada duracaksınız… Katil orada oturuyor, katil cumhurbaşkanı oluyor. Katil orada. Türkiye'de insanları birbirine sokan ve dövüştüren insan orada, siz ülkenin cumhurbaşkanına katil diyeceksiniz. Kabul edilebilir değildir. O salonda durmamızın da bir anlamı yok. Biz oraya iş barışı için geldik. Biz oraya önümüzdeki dönem Türkiye'nin atacağı adımları bir şekilde paylaşabilmek için geldik ve bir işçi sendikasının genel kurulu için geldik. Böyle bir tabloda karşılanmak çok doğru değildir. Şahsıma olsa ben bunu kabul ederim. Elbette ki söylenebilir ama ülkemizin cumhurbaşkanına, yüzde 52 oy almış bir cumhurbaşkanına oradaki sloganın birisi, 'hesap vereceksiniz'. Biz 1 Kasım'da hesabımızı verdik millete. Onun için çalışma hayatını ideolojiye karıştırmak son derece yanlıştır. Şahsıma söylense elbette ki ben bunu kabul ederim ama ülkemizin cumhurbaşkanına, 'katil ve hırsız' diye slogan atılmasını benim kabul etmem mümkün değildir" dedi. </div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-88260234230895286392016-01-31T16:56:00.002+02:002016-01-31T16:56:30.824+02:00Yıldırım Koç: Taşeron işçiler yargıya başvurarak kadro ve geriye dönük sosyal haklarını alabilir<div style="text-align: justify;">
<b>Yıldırım Koç: Taşeron işçiler yargıya başvurarak kadro ve geriye dönük sosyal haklarını alabilir</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Uzmanlar, kamuda ve üniversite hastanelerinde çalışan taşeron işçilerine hükümetten kadro beklemek yerine yargıya başvurun çağrısı yaptı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kamu hastanelerde istihdam edilen taşeron işçilerin kanuna aykırı çalıştırıldığını söyleyen işçi sendikaları uzmanı Yıldırım Koç, “İşçiler yargıya başvurarak hem kadro hem de geriye dönük sosyal haklarına kavuşabilir” dedi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Koç, kamu ve üniversite hastanelerinde yüz binlerce taşeron işçisinin yıllardır kanuna aykırı çalıştırıldığını söyledi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-74561501544301406922016-01-30T20:32:00.000+02:002016-01-30T20:32:07.278+02:00İşsizlik ödeneğinin süresi ne kadardır<b>İşsizlik ödeneğinin süresi ne kadardır</b><br />
<br />
Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde;<br />
<br />
<ul>
<li>600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,</li>
<li>900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,</li>
<li>1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün,</li>
</ul>
süre ile işsizlik ödeneği (kanunda yer alan diğer şartların yerine getirilmesi koşuluyla) verilmektedir.<br />
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-43897251246187863722016-01-30T20:30:00.000+02:002016-01-30T20:30:02.091+02:00İşsizlik sigortasından yararlanma koşulları nelerdir<b>İşsizlik sigortasından yararlanma koşulları nelerdir</b><br />
İşsizlik sigortasından yararlanabilmek için;<br />
<br />
<ul>
<li>Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak,</li>
<li>Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak,</li>
<li>Son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,</li>
<li>Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvuru yapmak gerekmektedir. </li>
</ul>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-16714241854975485072016-01-24T15:27:00.000+02:002016-01-24T15:27:09.379+02:00CHP Merkez Yönetim Kurulu açıklandı<b>CHP Merkez Yönetim Kurulu açıklandı</b><br />
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti Merkez Yönetim Kurulu'nu açıkladı. İşçi Sendikaları ve Sivil Toplum Kuruluşları'ndan Sorumlu Başkan Yardımcılığı'na Malatya Milletvekili Veli Ağbaba getirilirken, yeni Genel Sekreter Kamil Okyay Sındır oldu.<br />
<br />
<b>CHP'nin yeni Merkez Yönetim Kurulu şöyle oluştu: </b><br />
<ul>
<li>Kamil Okyay Sındır: Genel Sekreter</li>
<li>Selin Sayek Böke: Ekonomi Politikaları ve Parti Sözcüsü</li>
<li>Veli Ağbaba: İşçi Sendikaları ve Sivil Toplum Kuruluşları</li>
<li>Öztürk Yılmaz: Dış İlişkileri</li>
<li>Erdal Aksünger: Bilgi ve İletişim Teknolojileri</li>
<li>Zeynep Altıok: İnsan ve Doğa Hakları</li>
<li>Tekin Bingöl: Parti Örgütü, Örgüt Yönetimleri ve Yurtdışı Örgütlenme</li>
<li>Çetin Osman Budak: İşveren Sendikaları ve Meslek Birlikleri</li>
<li>Yasemin Öney Cankurtaran: Tanıtım ve Halkla İlişkiler</li>
<li>Lale Karabıyık: Sosyal Politikalar</li>
<li>Haluk Koç: İdari ve Mali İşler</li>
<li>Bülent Tezcan: Hukuk ve Seçim İşleri</li>
<li>Seyit Torun: Yerel Yönetimler</li>
</ul>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-13288584212520529822015-12-06T21:58:00.004+02:002015-12-06T21:58:53.625+02:00Türk İş 22. Olağan Genel Kurulu Yapıldı<div style="text-align: justify;">
<b>Türk İş 22. Olağan Genel Kurulu Yapıldı</b></div>
<div style="text-align: justify;">
3-6 Aralık 2015 tarihleri arasında yapılan Türk-İş 22. Olağan Genel Kurulu sonuçlandı. Tek listeyle gidilen seçimde mevcut yönetim değişmedi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Türk İş Yönetim Kurulu</b></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Demiryol-İş Genel Başkanı Ergün Atalay Genel Başkan </div>
<div style="text-align: justify;">
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak Genel Sekreter </div>
<div style="text-align: justify;">
Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar Genel Mali Sekreter</div>
<div style="text-align: justify;">
TEKSİF Genel Başkanı Nazmi Irgat Genel Eğitim Sekreteri </div>
<div style="text-align: justify;">
Koop-İş Genel Başkanı Eyüp Alemdar Genel Teşkilatlandırma Sekreteri </div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-80623129721089465912015-11-26T17:10:00.000+02:002015-11-26T17:10:09.122+02:00Kocaeli ve Bursa'da başlayan otomotiv grevinde işten atılan 55 işçi işe iade davasını kazandı<div style="text-align: justify;">
<b>Kocaeli ve Bursa'da başlayan otomotiv grevinde işten atılan 55 işçi işe iade davasını kazandı</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Mayıs 2015'de Bursa ve Kocaeli'de başlayan otomotiv grevine katıldıkları için tazminatsız işten atılan 55 işçi işe iade davasını kazandı. Mahkeme, işçilerin işe iade edilmesine ve sendikal tazminat ödenmesine hükmetti. </div>
<div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
Tazminatsız işten atılan 55 Enyap Fabrikası işçisi açtıkları işe iade davasını kazandı. Kocaeli 3. İş Mahkemesi. 55 işçinin açtığı işe iade davasında işçilerin lehine karar verdi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mahkeme, işçilere 1 yıllık ücret tutarında sendikal tazminat ve çalıştırılmadıkları 4 aylık ücretin ödenmesine karar verdi. Buna göre işveren işçiye toplamda 16 aylık tazminat ödeyecek. İşveren işçiyi işe başlatmazsa işçinin kıdem ve ihbar tazminatını da ödeyecek. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Konuya ilişkin bir açılama yapan Birleşik Metal-İş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu, kararın işçi sınıfının önünü açacağını söyledi. Serdaroğlu, "Karar emsal olacak. İşçilerin işten çıkartılması mahkeme tarafından kabul edilemez görüldü. Eylemlere katıldıkları için işten atılan bin 500 işçi bu karardan etkilenecek. Bu karara göre işçiler istediği gibi sendikal tercihlerini yapabilecek. Renault fabrikasında 4 bin işçi sendikamıza geçti. Diğer fabrikalarda da sendikamıza geçmek isteyen işçiler işten atılma baskıyla engelleniyordu. Karar işten atılma tehdidini de bir noktada engelleyebilecek bir karar. Türkiye işçi sınıfının mücadelesinin önünü açacak bir karar.” dedi. </div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-80285647317231115382015-11-24T14:00:00.002+02:002015-11-24T14:23:08.559+02:00Süleyman Soylu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu<div style="text-align: justify;">
<b>Süleyman Soylu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Başbakan Ahmet Davutoğlu 64. Hükümeti açıkladı. Açıklanan yeni kabinede Süleyman Soylu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu<b>.</b><br />
<b><br />
</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Başbakan yardımcıları:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Numan Kurtulmuş</div>
<div style="text-align: justify;">
Mehmet Şimşek</div>
<div style="text-align: justify;">
Yalçın Akdoğan</div>
<div style="text-align: justify;">
Tuğrul Türkeş</div>
<div style="text-align: justify;">
Lütfi Elvan</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Bakanlıkların dağılımı</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Bekir Bozdağ: Adalet Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Sema Ramazanoğlu: Aile ve Sosyal Politikalar bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Volkan Bozkır: AB Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Fikri Işık: Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Süleyman Soylu: Çalışma Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Fatma Güldemet Sarı: Çevre Şehircilik Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Mevlüt Çavuşoğlu: Dışişleri Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Mustafa Elitaş: Ekonomi Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Berat Albayrak Enerji Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Akif Çağatay Kılıç: Gençlik ve Spor Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Faruk Çelik: Gıda ve Hayvancılık Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Bülent Tüfekçi: Gümrük Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Efkan Ala: İçişleri Bakan</div>
<div style="text-align: justify;">
Cevdet Yılmaz: Kalkınma Bakanı</div>
<div style="text-align: justify;">
Mahir Ünal: Kültür ve Turizm Bakanı</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-74624185865626327182015-11-16T04:11:00.000+02:002015-11-16T04:11:44.985+02:00Çalışma Bakanı Faruk Çelik asgari ücretin 1 Ocak 2016 itibariyle 1300 olacağını açıkladı<div style="text-align: justify;">
<b>Çalışma Bakanı Faruk Çelik asgari ücretin 1 Ocak 2016 itibariyle 1300 olacağını açıkladı</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, asgari ücretin 1 Ocak 2016 itibariyle 1300 olacağını açıkladı. Çelik, ''Asgari ücret 1 Ocak 2016 itibariyle 1300 lira olacak.'' dedi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,asgari ücrete ilişkin yaptığı açıklamada, ''Asgari ücret komisyonu 1 Aralık'ta toplanıyor. Hükümetin tavsiyesi komisyona iletilecek. Asgari ücret 1 Ocak 2016 itibariyle 1300 lira olacak'' dedi.</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-55573609623262127562015-11-15T19:56:00.004+02:002015-11-15T19:56:37.768+02:001 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü 2016 hangi güne denk geliyor<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #cc0000;"><b>1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü 2016 hangi güne denk geliyor, 1 Mayıs 2016 ne zaman, Resmi tatil mi</b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü 2016 hangi güne denk geliyor</b></div>
<div style="text-align: justify;">
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, 2016 yılında Pazar gününe denk geliyor ve resmi tatil olarak kutlanıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-84978276516170035452015-11-04T16:21:00.000+03:002015-11-04T16:24:14.577+03:00Faruk Çelik'ten asgari ücret açıklaması: 1300 olmama ihtimali yok ancak ertesi ay fabrika kapanır bu ücreti veremezsiniz<div style="text-align: justify;">
<b>Faruk Çelik'ten asgari ücret açıklaması: Asgari ücretin 1300 olmama ihtimali yok, ancak ertesi ay fabrika kapanır bu ücreti veremezsiniz!</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
AKP Şanlıurfa Milletvekili ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Faruk Çelik, Bursa'da yayın yapan bir televizyon programında Asgari ücretin 1300 TL'ye çıkartılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Asgari ücretin 1300 TL olacağını açıklayan Çelik, "Olmama ihtimali sıfır... Ancak ertesi ay fabrika kapanır bu ücreti veremezsiniz. İnsanların duygularını istismar etmek için söylenmez bunlar. İşçiye pay verelim derken işsiz kalmasına yol açarsanız daha büyük sıkıntı olur." ifadelerini kullandı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
AKP Şanlıurfa Milletvekili ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Faruk Çelik, asgari ücret ile ilgili yaşanan tartışmalarla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Çelik, "Dediğimiz gibi asgari ücret 1300 lira olacak. Olmama ihtimali sıfır." dedi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Çelik'in açıklamaları şöyle:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Aralık ayında 15 kişiden oluşan komisyon hesaplamaları yapacak. Ay sonunda anlaştık ya da anlaşamadık diyecekler. Biz devreye gireceğiz. Hükümet olarak 1300 lira önereceğiz. Büyük ihtimalle bizim önerimiz kabul edilecek. Artmasını biz daha çok isteriz. Bize bir yükü ve zararı yok. Vatandaşa zararı yok. İsterseniz 2 bin lira yapın ancak ertesi ay fabrika kapanır bu ücreti veremezsiniz. İnsanların duygularını istismar etmek için söylenmez bunlar. İşçiye pay verelim derken işsiz kalmasına yol açarsanız daha büyük sıkıntı olur. Ayrıca İş Güvenliği Yasası ile kategorilere ayırdığımız işyerlerinde asgari ücret daha farklı olacak. Örneğin çok tehlikeli işyerinde çalışan işçi 1300 liradan fazla ücret alacak. Güven ortamı olmayınca ekonomik anlamda mesafe almak mümkün olmadığını da dikkati çeken Çelik, "Biz bununla ilgili adımları atıyoruz. Ya silahlar bırakılacak ya da kökleri kazınacak. Ekonomik olarak vaatlerimiz var. Paket olarak Meclis'e gelecek. Bu adımları atacağız."</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Seçim döneminde her fırsatta asgari ücretin 1300 TL olacağını söyleyen AKP sözcülerinin seçimin hemen ardından, "asgari ücret 1300 olursa ertesi ay fabrika kapanır bu ücreti veremezsiniz. İnsanların duygularını istismar etmek için söylenmez bunlar" diyerek söylem değiştirmeleri kafaları karıştırdı.</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547581237958435959.post-14965893313607165352015-10-26T15:19:00.000+03:002015-10-26T15:19:22.198+03:00Maliye Bakanı Şimşek: Taşeron İşçilik Devam Edecek<div style="text-align: justify;">
<b>Maliye Bakanı Şimşek: Taşeron İşçilik Devam Edecek</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Geçici Hükümetin'in Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon programında, yan işlerde taşeron işçiliğin devam edeceğini açıkladı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Yemek güvenlik işi Sağlık Bakanlığı'nın işi değil. Yan işlerde taşeron işçilik devam edecek ama taşeron işçilerin durumu iyileştirilecek" dedi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV televizyonunda Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı. Şimşek, taşeron işçilerin kadroya alınmasına ilişkin soruya, "Taşeron işçileri kadroya alacağız. Asli işi yapanları kadroya alacağız, Sağlık Bakanlığı'nda yemek işiyle uğraşanları asli işleri olmadığı için kadroya almayacağız. Güvenlik işi de Sağlık Bakanlığı'nın işi değil. Yan işlerde taşeron işçilik devam edecek ama taşeron işçilerin durumu iyileştirilecek" dedi. </div>
Unknownnoreply@blogger.com0