Sendikacı Namuslu Olacak Eline Beline Diline Sahip Olacak

Sendikacı Namuslu Olacak Eline Beline Diline Sahip Olacak


SENDİKALARI KİM YIPRATIYOR? 
Sendikacılara bir soru: Toplum içinde göğsünüzü gere gere sendikacı olduğunuzu söyleyebiliyor musunuz? Birçok sendikacıyla konuştuğumda, toplumda sendikacılara karşı bir tepki olduğunu dinledim.
Birçok işçiden de sendikacılar aleyhine epey ağır söz duydum.
Geçmişte sendikacılann bir itibarı, ağırlığı vardı.
Bu itibar ve ağırlık özellikle AKP iktidan döneminde hızla aşındı, azaldı; birçok yerde tepkiye dönüştü.
Yolsuzluk, hırsızlık, ahlaksızlık iddialan artarsa piyasaya yeni bir kitap çıkabilir.
1994 yılında Jacques Seguela'nın "Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyin, O Beni Bir Genelevde Piyanist Sanıyor" isimli kitabı yayımlanmıştı.
Bazı sendikacıların basına ve yargıya yansıyan davranışlan sürerse, "Anneme Sendikacı Olduğumu Söylemeyin, O Beni Bir Genelevde Darbukacı Sanıyor" isimli bir kitapla karşı karşıya kalabiliriz.
Peki, sendikacıların itibannı kim ayaklar altına aldırıyor? Sendikalan kim yıpratıyor?
Sayıları az da olsa bazı sendikacıların yolsuzluklarını ve hırsızlıklannı yazanlar mı?
Yoksa bu ahlaksızlıkları yapanlar mi; sendikacılık görevlerini yerine getirmeyenler mi?
Türk Harb-İş Sendikası'ndaki son olayı hatırlayın. Sendikanın genel eğitim sekreteri Hamza Akyüz'ün bazı ilişkileri internette yayınlandı Yayınlananlar iğrençti. Anlatılanlar arasında sendika-içi demokrasinin nasıl ayaklar altına alındığına ilişkin ifadeler de vardı.
Türk Harb-İş Sendikası yönetimi bu kişiyi derhal görevinden istifa ettirdi.
Bu doğru bir davranış. Peki, bunu yapması için birilerinin bu ilişkiyi internete koyması mı gerekiyordu?
Bu ilişki sendikada bilinmiyor muydu? Sendikacının yanında eşi olmayan bir kadınla şube şube dolaştığını, sendika genel merkezinde birlikte kaldığını diğer sendikacılar ve personel bilmiyor muydu?
Yapmayın, n'olur!
Bunların hepsi bilinir. Bunlann hepsinin dedikodusu sürekli yapılır. Sonra da, "kol kırılır, yen içinde; aman dışarı sızmasın" denir.
Peki, ne zaman adım atılır?
Pisliklerin temizlenmesine ne zaman başlanır? Pislik dışarıya sızdığında.
Ama o zaman da sendika da, sendikacı da yıpranır. Bunlar kamuoyuna yansıyınca, Harbİş Sendikası Yönetim Kurulu açıklama yapmak zorunda kalır.
Ancak kimse o açıklamayı okumaz; internette yayınlananları izler ve tüm sendikacılara aklınıza gelebilecek her türlü ifadeyi kullanır.
"Bunlar kişinin özel hayatı" diyemezsiniz. İnternette yayınlanan haberde özel hayat da var, sendikada adam satınalmalar da.
Ayrıca, sendikacının, politikacının özel hayatı olmaz.
Sıradan bir işçinin özel hayatı vardır; sendikacının özel hayatı yoktur.
Niçin yoktur?
Sendikacının özel hayatındaki pislikler, istihbarat örgütleri tarafından tespit edildiğinde ve onu kontrol altına almak için kullanıldığında, bundan işçiler de, ülke de zarar görür.
Sendikacı namuslu olacak; eline, beline,diline sahip olacak.
Yoksa burnuna halka takılmış ayıya döndürürler adamı.
Bunlar basına yansıdığında da, yalnızca kendisini ve ailesini rezil etmez, sendikacılığa da büyük zarar verir.
Ancak sendikacılığı yıpratanlar bunlarla sınırlı değildir.
Sendikacılığı yalnızca üyenin düğünü ve cenazesi olarak görenler, işçinin sorunlannın nedenlerini kavrayamayanlar, üyesini bilinçlendirmeyenler, sendika-içi demokrasi uygulamayanlar, örgütleme çalışması yapmayanlar, mücadeleden korkanlar, Türkiye'ye ve laik cumhuriyeti sahip çıkmayanlar, emperyalistlerden para alıp onların düdüğünü çalanlar, lüks düşkünü olanlar, sendikanın olanaklarını har vurup har savuranlar, sermayeye yasaklananlar da sendikacılığı yıpratıyor. Kaynak: Aydınlık Gazetesi - Yıldırım KOÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM