Mısır'da Mübarek Dönemi Kapandı
Mısır'da Mübarek Dönemi Kapandı, Mısır'da Hüsnü Mübarek Dönemi Kapandı, Mısır'da Mübarek Gitti Bir Dönem Kapandı,Mısır Mübarek Dönemini Kapattı, Mısır'da Mübarek İstifa Etti Mübarek Dönemi Kapandı, Mısır'da Mübarek Gitti Yeni Dönem Başladı.
Dünyanın diğer bölgeleri demokratikleşirken Arap dünyası bundan nasibini alamamıştı. Bu ülkeler sanki başka bir gezegende yaşıyordu. Sanki zamanın dışındaydı. Krallar, diktatörler lüks içinde yaşarken, halk polis terörü altında sesini çıkaramıyor, kaderine boyun eğiyordu. Yoksulluk, yolsuzluklar sürüp gidiyordu.
1848’de Avrupa’nın birçok ülkesinde devrim patlak vermişti. Bu dönem “halkların baharı” olarak nitelenmişti. Bahar kısa sürmüş, devrimler yenilgiye uğramıştı. 1989’da Doğu ve Orta Avrupa’daki “sosyalist” diktatörlükler arka arkaya çökmüştü. 1989, bu halkların baharıydı. Şimdi de “Arap halklarının baharı” yaşanıyor. Karlar, buzlar eriyor. Çiçekler açıyor. İleri gidebilmek, çağı yakalamak için Arap halklarının zincirlerini kırması gerekiyor. Zincirler kırılıyor. İsyan rüzgarı, çürümüş, köhnemiş rejimleri tarihin çöplüğüne fırlatacak gibi.
Mısır halkının isyanı 25 Ocak’ta başladı. İsyan kısa sürede ülkenin her yanına yayıldı. Korku bitti. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu kitleler sokaklara döküldü. 28 Ocak Cuma günü isyan doruk noktasına ulaştı. Cuma günü Mısır değişti. Ülke tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Kahire, İskenderiye, Süveyş’teki halk ayaklanmasını ekranlarımızdan izledik. Ezilen bir halkın ayağa kalkmasına, cesaretine tanık olduk. Bu satırlar yazıldığı sırada Hüsnü Mübarek hala iktidardaydı. Halka hitaben yaptığı konuşmada hükümeti değiştirme dışında dişe dokunur bir şey söylemedi. Halk, hükümetin değil, Mübarek’in gitmesini istiyor. Bunu yüzüne söylüyor. Mısır artık eski Mısır olamaz. Değişim süreci başladı. Bu sürecin nasıl biteceğini bilemeyiz. Devrimler kendi mecralarını oluştururlar. Ama, Mübarek’e yol göründü.
Mısır’da bu yıl sonbaharda devlet başkanlığı seçimleri yapılacaktı. 82 yaşındaki Mübarek, yeniden aday olmaya veya oğlunu aday yapmaya hazırlanıyordu. Kısa süre önce yapılan parlamento seçimlerini kendi partisi yüzde 95 oyla “kazanmıştı”. Şimdi artık bu dönem kapandı. Halk, Mübarek ve oğlundan nefret ettiğini haykırdı. Sahte seçimlere artık göz yummayacağını ortaya koydu. 30 yıllık Mübarek dönemi geride kalıyor. Bu dönemin mirası, halkın yüzde 40’ının günde 2 dolardan az tükettiği bir toplum. Mısır’ın nüfusu 80 milyon. Nüfusun yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu nüfusun üçte ikisi 30 yaşın altında. Gençlerin ezici çoğunluğu işsiz ve yoksul. İsyanın önünde gençlerin olması rastlantı değil. ABD’den her yıl 1.5 milyar dolar yardım alan Mübarek, halkına baskı, işkence, hapishaneler, yoksulluk, işsizlik dışında bir şey vermedi.
Mısır değişirse, bunun Arap dünyasına etkisi Tunus’tan çok büyük olur. Mısır en büyük ve en önemli Arap ülkesi. Mısır depreminden Yemen, Ürdün, Suriye, Filistin İdaresi’nin etkilenmemesi mümkün değil. Petrol üreten Arap ülkeleri halka sus payı verebilir. Kuveyt Emiri, her vatandaşa 1000 dinar verilmesini, 14 ay halka 4 milyar dolar değerinde gıda maddelerinin parasız dağıtılmasını kararlaştırdı. Petrol geliri olmayan rejimler bunu yapamaz.
Ortadoğu yeni bir döneme, ayaklanmalar dönemine giriyor. Önce İngiltere, sonra da ABD’nin şekillendirdiği Ortadoğu alt üst olmaya aday. Yeni bir Ortadoğu’nun doğum sancıları başladı. Bu Ortadoğu nasıl olacak? Bunu şimdiden bilemeyiz. Ama, eskisinden farklı olacağı kesin.
Selam olsun Mısır halkına!
Arap halklarının baharı/ Dr. İsmail KEMAL
Tunus devrimi diğer Arap halklarını harekete geçirdi. Şimdi Mısır’daki diktatörlük sallanıyor. Tunus halkı yol gösterdi. Mısır halkı o yolda ilerliyor. Arap dünyasında isyan havası var. Hava döndü, halktan esiyor yel. Diktatörler saraylarında korkudan titriyor.
Dünyanın diğer bölgeleri demokratikleşirken Arap dünyası bundan nasibini alamamıştı. Bu ülkeler sanki başka bir gezegende yaşıyordu. Sanki zamanın dışındaydı. Krallar, diktatörler lüks içinde yaşarken, halk polis terörü altında sesini çıkaramıyor, kaderine boyun eğiyordu. Yoksulluk, yolsuzluklar sürüp gidiyordu.
Fosilleşmiş rejimler yıkılmaz gibi görünüyordu. Arkalarında ABD ve Batı’nın desteği vardı. Şimdi durum hızla değişiyor. Bu rejimler o kadar da güçlü değilmiş. Gençler sokaklarda. Havada isyan kokusu var. İnsanlar diktatörlüğe mahkum olmadıklarını anladılar. Korkuyu attılar. ABD Başkanı Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton yavaş yavaş ağız değiştirmeye, protestocuların isteklerine daha fazla kulak vermeye başladılar. Demokrasi ve insan haklarını ağzından düşürmeyen ABD, 30 yıldır Hüsnü Mübarek’in diktatörlüğünü destekliyor. Mısır halkı herhalde Amerikalıları kolay affetmeyecek.
1848’de Avrupa’nın birçok ülkesinde devrim patlak vermişti. Bu dönem “halkların baharı” olarak nitelenmişti. Bahar kısa sürmüş, devrimler yenilgiye uğramıştı. 1989’da Doğu ve Orta Avrupa’daki “sosyalist” diktatörlükler arka arkaya çökmüştü. 1989, bu halkların baharıydı. Şimdi de “Arap halklarının baharı” yaşanıyor. Karlar, buzlar eriyor. Çiçekler açıyor. İleri gidebilmek, çağı yakalamak için Arap halklarının zincirlerini kırması gerekiyor. Zincirler kırılıyor. İsyan rüzgarı, çürümüş, köhnemiş rejimleri tarihin çöplüğüne fırlatacak gibi.
Mısır halkının isyanı 25 Ocak’ta başladı. İsyan kısa sürede ülkenin her yanına yayıldı. Korku bitti. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu kitleler sokaklara döküldü. 28 Ocak Cuma günü isyan doruk noktasına ulaştı. Cuma günü Mısır değişti. Ülke tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Kahire, İskenderiye, Süveyş’teki halk ayaklanmasını ekranlarımızdan izledik. Ezilen bir halkın ayağa kalkmasına, cesaretine tanık olduk. Bu satırlar yazıldığı sırada Hüsnü Mübarek hala iktidardaydı. Halka hitaben yaptığı konuşmada hükümeti değiştirme dışında dişe dokunur bir şey söylemedi. Halk, hükümetin değil, Mübarek’in gitmesini istiyor. Bunu yüzüne söylüyor. Mısır artık eski Mısır olamaz. Değişim süreci başladı. Bu sürecin nasıl biteceğini bilemeyiz. Devrimler kendi mecralarını oluştururlar. Ama, Mübarek’e yol göründü.
Mısır’da bu yıl sonbaharda devlet başkanlığı seçimleri yapılacaktı. 82 yaşındaki Mübarek, yeniden aday olmaya veya oğlunu aday yapmaya hazırlanıyordu. Kısa süre önce yapılan parlamento seçimlerini kendi partisi yüzde 95 oyla “kazanmıştı”. Şimdi artık bu dönem kapandı. Halk, Mübarek ve oğlundan nefret ettiğini haykırdı. Sahte seçimlere artık göz yummayacağını ortaya koydu. 30 yıllık Mübarek dönemi geride kalıyor. Bu dönemin mirası, halkın yüzde 40’ının günde 2 dolardan az tükettiği bir toplum. Mısır’ın nüfusu 80 milyon. Nüfusun yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu nüfusun üçte ikisi 30 yaşın altında. Gençlerin ezici çoğunluğu işsiz ve yoksul. İsyanın önünde gençlerin olması rastlantı değil. ABD’den her yıl 1.5 milyar dolar yardım alan Mübarek, halkına baskı, işkence, hapishaneler, yoksulluk, işsizlik dışında bir şey vermedi.
Mısır değişirse, bunun Arap dünyasına etkisi Tunus’tan çok büyük olur. Mısır en büyük ve en önemli Arap ülkesi. Mısır depreminden Yemen, Ürdün, Suriye, Filistin İdaresi’nin etkilenmemesi mümkün değil. Petrol üreten Arap ülkeleri halka sus payı verebilir. Kuveyt Emiri, her vatandaşa 1000 dinar verilmesini, 14 ay halka 4 milyar dolar değerinde gıda maddelerinin parasız dağıtılmasını kararlaştırdı. Petrol geliri olmayan rejimler bunu yapamaz.
Ortadoğu yeni bir döneme, ayaklanmalar dönemine giriyor. Önce İngiltere, sonra da ABD’nin şekillendirdiği Ortadoğu alt üst olmaya aday. Yeni bir Ortadoğu’nun doğum sancıları başladı. Bu Ortadoğu nasıl olacak? Bunu şimdiden bilemeyiz. Ama, eskisinden farklı olacağı kesin.
Selam olsun Mısır halkına!
Yorumlar
Yorum Gönder