Kıdem Tazminatı Ve Bölgesel Asgari Ücret/Aydın Bolkan

Kıdem tazminatı ve bölgesel asgari ücret 
12 Haziran seçimlerinde yüzde 50 oy alan AKP, sermayenin taleplerini bu dönem daha abartılı bir şekilde yaşama geçirecek. Nükleer santraller, HES’ler, özelleştirmeler ve son olarak emekçilerin uzun yıllar verdiği mücadeleler ile elde ettiği kazanımları törpüleyecek düzenlemeler önümüzdeki dönemde yasallaşacak. Başbakan Erdoğan’ın herkesin hükümeti olduklarını açıkladığı balkon konuşmasına rağmen, işverenlerin talebi üzerine, emekçilerin istemediği bu düzenlemeleri tek tek yaşama geçirmeyi hedeflemektedir.

Hükümetin seçim beyannamesinde bulunmayan Kıdem Tazminatı Fonu kurulması, esnek çalışma ve bölgesel asgari ücrete geçilmesi hükümetin programında yeralmaktadır. Bu önerilerin altında imzası bulunan isim ise Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’dır. Ankara Sanayi Odası Başkanı olduğu dönemde Çağlayan bu konularda sayısız açıklamalar ve demeçler vermiştir.

Bu uygulama, 1980’li yıllarda uygulanmaya konulan taşeronlaştırma ve özelleştirme politikalarının başarıya ulaştığının bir ölçüsüdür. Kamuda başlatılan hizmet alımları ile özelleştirme politikaları yaşama geçirilmiştir. Bugün kamuda bazı alanlarda başlayan bu uygulama, kamunun bir bütününü sarmıştır. Geçmişte temizlik ile başlayan hizmet alımları bugün, kamuda masa başı işler de dahil olmak üzere, Telekom, PTT, Belediyeler, Enerji, Sağlık gibi birçok sektörde sayısı milyonları bulan hizmet alımı çalışanı bulunmaktadır. Bunlar örgütsüz ve hiçbir sendika üyesi değildir.

Özelleştirme uygulamaları ile kamuda ciddi bir küçülmenin de yaşanmasıyla birlikte sendikaların üye sayıları milyonlardan binlere geriler duruma geldi. Bugün iktidarın bu düzenlemeleri yapması durumunda sendikalar ciddi bir direnç gösteremeyecektir. Çünkü bundan önceki özelleştirmelerde ve kamuda işçi kıyımında iktidarın yanında yer alarak emekçilerin direnişini kıran Türk-İş’in direnme gücü yoktur. AKP iktidarı döneminde üye sayısını 30 binlerden 500 binlere yükselten kamu sendikalarının iktidarın bu düzenlemeleri karşısında çok daha büyük direnç gösteremezler. TEKEL direnişi ve sonuçları hala orta yerde durmaktadır.

Hükümetten kıdem tazminatının kaldırılması, esnek çalışmanın getirilmesi ve bölgesel asgari ücret işverenlerin bir talebidir. Bunun yıl sonuna kadar yasal olarak düzenlenmesi bekleniyor. Hükümet kıdem tazminatını kaldırmak yerine 20 yıl çalışmaya, 6 kıdem tazminatı ödenecek şekilde Kıdem Tazminatı Fonu kurmaya kararlı. Bu fon emekçilerin kazanılmış haklarını gasp edecek bir uygulamadır. Bu fonda toplanacak olan paralar Hazine bünyesinde değerlendirilecek(!) Tıpkı Konut Edindirme Yardımı, Tasarrufu Teşvik Fonu, İşsizlik Fonu gibi. İlk iki fon, uzun yıllar bütçe açıklarının kapatılmasında kullanıldı. Bugün hala tasfiyesinde sorunlar yaşanıyor.

İşsizlik fonu ise sendikaların onayıyla duble yollar, GAP ve KOP projelerinde finansman kaynağı olarak kullanılıyor. Son 3 yılda fondan bu projelere 11 milyar aktarıldı. 2009 yılında bu projelere 3 milyar dolar aktarılırken, İşsizlere ise 683 milyon ödeme yapıldı. Burada da görüldüğü gibi, bu düzenlemeyle kesilecek olan primler, gelecekte hükümetlerin kullandığı fonlara dönüşecek.

Bölgesel asgari ücrete gelince bu kabul edilemez bir düzenlemedir. Hükümetin geri kalmış yörelere pozitif ayrımcılık yaparak bu bölgelerin kalkınmasına katkı sunması gerekirken, burada çalışanlara verilen ve bugün açlık sınırının bile altında olduğu kabul edilen asgari ücreti bölgesel düzeyde belirlenmesi, geri kalmış yörelerin kaderine terk edilmesi anlayışıdır. İktidar bu düzenlemeyi yapacağına, emekçilerin uzun zamandır talep ettiği asgari ücretten vergi kesilmesi uygulamasına son verilmesini yaşama geçirmelidir. Asgari ücret de, vergi dışında kalmalı, bu yörelerde SSK işveren primleri devlet tarafından ödenmelidir. Bölgesel asgari ücret düzenlemesi, 2010 yılında kişi başına milli gelirin 10 bin doları bulduğu bir ülkede açlık sınırında yaşayan asgari ücretlileri açlığa terk etme anlayışıdır.

Hükümetin bu düzenlemeleri işverenler ve sermaye ile bir konsensüs çerçevesinde yapmayı planlıyor. Ama emekçilerin ve sendikaların bu uzlaşmanın neresinde olacağını ise hep birlikte göreceğiz. 
Aydın Bolkan/Özgür Gündem

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM