Sendikal Güçbirliği Platformu Basın Açıklaması Yaptı


BASINA VE KAMUOYUNA: EMEĞE VE MUHALEFETE YÖNELİK BASKILARI KINIYORUZ! 
       Üçüncü kez işbaşına gelen mevcut iktidarın gerek seçim döneminde ve hükümet programında gerekse de önceki dönemki referandum sürecinde bolca üzerinde durduğu demokratikleşme, ileri demokrasi, temel ve sosyal haklar vurgularına karşın ne yazık ki güncel yaşamda tam tersi pratiklerle karşı karşıya kalmaktayız.

        “İşçilerin isterse iki sendikaya dahi üye olabileceği” bizzat Başbakan tarafından ifade edilirken sendikaya üye olan işçiler kapı dışarı konulmakta, sendika değiştirmeye ve sendikal baskılara karşı çıkan işçiler ise polis saldırısına uğramaktadır. İleri demokrasiye geçildiği söylemleri hükümetçe savunulurken aynı dönemde hükümete muhalif parti, kurum ve medya organları polis baskınına uğramaktadır. Kardeşlik, diyalog denilirken operasyonlara, savaş politikalarına ağırlık verilmektedir. Bizler söylemle uygulama arasındaki bu çelişkiyi protesto ediyor ve halkın tüm kesimleri için, işçiler-emekçiler için uluslar arası standartlarda demokratik kuralların yaşam bulmasını talep ediyoruz.

       İşçilerin temel haklarına dönük saldırılar devam ederken muhalif kurumlara yönelik polis baskınları operasyonlar da sürmektedir. 19 Ağustos tarihinde Ulusal Kanal, Aydınlık Gazetesi ve İşçi Partisine dönük baskınlar ülkemizde muhalefete tahammülsüzlüğün göstergesidir. Bizler bu baskınları protesto ediyor, gözaltındakilerin serbest bırakılmasını ve muhalif medya ve kurumlar üzerinde baskılara son verilmesini talep ediyoruz. Bizler söz ve örgütlenme özgürlüğünü savunmakta ve muhalif parti ve medya organlarının özgürce görevlerini yerine getirmeleri için uygun şartların oluşturulmasının hükümetin en temel görevleri arasında olduğunu savunuyoruz.

       İçinden geçtiğimiz dönemde Anadolu Ajansında çalışanlara yönelik baskı, tehdit ve taciz ile emekliliğe zorlama, işyeri değiştirme gibi uygulamalar hem çalışanların örgütlenme özgürlüğüne hem de basın özgürlüğüne dönük bir saldırıdır. Bizler işçilerin sendikal haklarına saygı göstermeyen, işçiler üzerinde baskı uygulayan, taşeron sistemini getirmeyi planlayan Anadolu Ajansı yönetimini kınıyor ve bu uygulamalara son vermesini talep ediyoruz.

       Yine 21 Ağustos tarihinde Adana’da Balcalı Hastanesinde taşeron sistemine karşı Dev Sağlık İş Sendikasında örgütlenen işçilere dönük polisin saldırısı ve aralarında Dev Sağlık İş MYK üyesi Mustafa Hotlar ile Çukurova Şube Başkanı Bülent Kara’nın da olduğu 25 işçinin gözaltına alınması işçilerin en temel hakkı olan örgütlenme özgürlüğünün ihlalidir. Bizler kölelik şartlarının dayatıldığı taşeron işçilerinin mücadelelerinin her zaman yanındayız ve gözaltındaki işçilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Çukurova’da sağlık işçilerinin, İstanbul’da Tek Gıda İş üyesi işçilerin, İzmir ve Tuzla’da Deri-İş üyelerinin ve ülkenin birçok yerinde güvencesiz, kuralsız çalışmaya karşı anayasal haklarını savunan işçilerin direnişlerini sahipleniyoruz

       22 Ağustos günü İstanbul’da işveren Büyükşehir Belediyesinin işçilerine yönelik zorla sendika değiştirme baskısına ve sürgün uygulamalarına karşı temel demokratik haklarını kullanan Belediye-İş İstanbul Şubeleri üyelerine yönelik polisin coplu, gazlı saldırısı kabul edilemez bir tutumdur. Belediye işçilerinin özgür iradeleri ile diledikleri sendikaya üye olma hakkına saygı gösterilmesi yerine işveren-büyükşehir belediyesinin işçileri zorla ve baskıyla yandaşı sendikaya üye yapmaya çalışması yasalara aykırıyken bu haksız tutumu protesto etme hakkına sahip olan ve işyerinde yetki sahibi olan Belediye-İş üyelerine dönük polis saldırısı da söylemle uygulama arasındaki uçurumu açığa çıkarmaktadır.

       Farklı görüşlerden muhalif kesimlere yönelik baskı politikaları ülkemizde uluslar arası standartlarda demokrasinin yaşanmasına yönelik en ciddi engeldir. Ne yazık ki ülkemizde temel hak ve özgürlükler konusunda sorunlar diyalogla, uzlaşmayla ve uluslar arası standartlara uygun şekilde çözümlenmemekte, askeri ve polis operasyonları ile zor ve baskı ile sorunlar daha da çözümsüz bırakılmaktadır. Bizler herkesin özgürce düşüncelerini ifade edebildiği, halkların kardeşliği şiarının temel ilke olarak kabul edildiği, işçi ve emekçilerin ve her görüşten muhalefetin örgütlenme haklarına saygı gösterildiği bir ülke için mücadelemizi sürdüreceğiz.

SENDİKAL GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU
Adına Dönem Sözcüsü Musa SERVi (Deri-İş Genel Başkanı)

Platform Bileşenleri: Petrol-İş, Tekgıda-İş, Hava-İş, T.Deri-İş, TÜMTİS , Basın-İş, Kristal-İş, Belediye-İş, Tez Koop-İş, TGS

Kaynak: Sendikal Güç Birliği Platformu - Basın Açıklaması

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM