Türk İş'in Gezi Parkı Eylemleriyle İlgili Açıklaması

Türk İş'in Gezi Parkı Eylemleriyle İlgili Açıklaması
Türk-İş Yönetim Kurulu 10 gündür süren Gezi Parkı direişiyle ilgili bir açıklama yaptı. Türk-İş'in açıklamasında “Sürecin itidalle yönetilmesi, hem Hükümetin, hem de özgürlük yanlısı bütün sivil güçlerin tarihi sorumluluğudur” denildi.

Türk İş'in Gezi Parkı Eylemleriyle İlgili Açıklaması:
“Taksim’de ağaçların kesilmesine karşı gösterilen duyarlılığa güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanarak verdiği cevap toplumda büyük bir infial yaratmıştır.

Devlet ve toplum arasındaki ilişkilerde toplumun ortaya çıkan sorunlar karşısında, çeşitli eylem biçimleriyle kamuoyu oluşturma girişimleri demokrasinin varlık nedenidir.

İstanbul’da en sade deyimiyle çevre duyarlılığı diyebileceğimiz bir protestoya karşı asla kabul edilemez bir şiddet dilinin ortaya konması, meseleyi hızlı bir biçimde Taksim Gezi Parkı konusu olmaktan çıkarıp büyük bir toplumsal tepkiye dönüştürmüştür.

Bu tür tepkiler, toplumda çeşitli nedenler üzerine ortaya çıkan sorunların algılanma biçimiyle ilgili bir rahatsızlık olarak değerlendirilmelidir. Zaman zaman her demokratik toplumda bu tür sorunların birikmesi bir muhalefet dili ve anlayışı yarattığı zaman, iktidar partileri o muhalefetin içeriğini anlayarak sorunların çözümüne doğru yeni bir yaklaşım benimserler ki bu demokrasinin diğer rejimlerden üstün tarafını ifade eder.

Demokratik sistemlerde iktidarların seçim yoluyla değişme usulü açıktır. Oy bireysel hak ve özgürlüklerin siyasal sisteme yansıyan en önemli unsurudur. Ancak demokrasilerde çeşitli toplumsal kesimler seçim dönemleri dışında da kendilerini ifade etme özgürlüğüne sahiptir ve bu özgürlük asla küçümsenemez. Dolayısıyla şiddet yöntemlerini reddeden her türlü düşünce ve muhalefet etme biçimi demokratik sistemin vazgeçilmez unsurudur.

TÜRK-İŞ, demokrasiyi bütün ilke, kurum ve kurallarıyla savunan bir işçi konfederasyonu olarak bu ülkenin insanlarının, sivil muhalefet unsurlarının gösteri ve yürüyüş haklarını savunmanın ötesinde, onların provokasyonlara karşı korunmasını da demokratik devletin bir görevi olarak görmektedir.

TÜRK-İŞ, seçimle gelenlerin seçimle gitmesi ilkesini savunan herkesin aynı zamanda geniş halk kitlelerinin kendini ifade ve muhalefet hakkına da saygı göstermesi gerektiğine inanmaktadır.

TÜRK-İŞ, demokrasi ve özgürlükler olmadan hiçbir başarı elde edilemeyeceğinin bilinciyle, tüm toplumsal kesimlerin demokrasi içinde istikrara hassasiyet göstermesi; hükümetin de sağduyulu yaklaşımı benimseyen bir sorumluğu kamuoyuna yansıtması gerektiğine inanmaktadır.

Bugün ülkemizde yaşanan ve çeşitli hassasiyetlerin tezahürü olan eylem ve gösterilerin şiddet unsurlarından arındırılması, güvenlik güçlerinin süreci doğru bir şekilde yönetmesiyle mümkündür. Toplumsal taleplerin reddedilmesini değil anlaşılmasını ifade eden bir yönetim anlayışı bu sürecin uzlaşma içinde istikrara dönüştürülmesinin temel şartıdır. Bugün terör gibi bir sorunu çözme aşamasında olan Türkiye’nin, toplumsal muhalefetin taleplerini karşılayamayacak bir tutum göstermesi asla kabul edilemez ve ülkenin demokratikleşme sürecine zarar verir.

TÜRK-İŞ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Vekili Bülent Arınç tarafından kullanılan barış ve uzlaşma dilinin artırılarak sürdürülmesini ve güvenlik güçleri tarafından uygulanan şuursuz şiddetten vazgeçilmesini ivedilikle talep etmektedir.

Sürecin itidalle yönetilmesi, hem Hükümetin, hem de özgürlük yanlısı bütün sivil güçlerin tarihi sorumluluğudur.”

TÜRK-İŞ BASIN BÜROSU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM