Torba Yasada Neler Var Torba Yasanın İçeriği


Torba yasada ne var ne yok?  
Öğrenci affından alkol satışına, engelli istihdamından memuriyette kademe artırmaya pek çok değişik başlığı ele alan torba yasa, emekçilere dönük kapsamlı bir saldırı olarak göze çarpıyor.

“Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” adıyla 29 Kasım 2010 tarihinde TBMM’ye sunulan ve 3 Aralık'ta da “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” başlığı altında ek maddelerle genişletilen torba yasa iş kanunundan, sosyal güvenliğe kadar pek çok alanda, önemli değişiklikler öngörüyor. Emekçilere dönük kapsamlı bir saldırı programı olarak nitelendirilebilecek yasa, günlerdir çeşitli sendika, meslek odası ve siyasi oluşumlar tarafından protesto ediliyor.
Toplam 113 maddeden oluşan, gerekçeleriyle 163 sayfa olan bu değişiklik tasarısı, birbirinden oldukça ilgisiz çok sayıda başlığı gündeme alıyor.

Başka bir yasayı ihlal ediyor!
Yasa hazırlanırken, 4857 sayılı İş Kanunu’nun Üçlü Danışma Kurulu başlığını taşıyan 114. maddesine göre, mevzuat çalışmalarının ve uygulamalarının izlenmesi amacıyla hükümet, işçi ve işveren konfederasyonları arasında etkin danışmayı sağlamak üzere kurulmuş Üçlü Danışma Kurulu’nun bilgilendirilmemesi, Kurul’a fikir danışılmaması da yasanın, başka bir yasayı adeta ihlal ederek hazırlandığını ortaya koyuyor. Yasa, Türkiye’nin imzalamış olduğu Üçlü Danışmaya İlişkin 144 sayılı ILO Sözleşmesi’ne de aykırı. Ayrıca yasa tasarısı, Anayasa değişikliklerinde bu tür konuların görüşüleceği yer olarak Anayasal bir kurum haline getirilen Ekonomik Sosyal Konsey’in de gündemine getirilmedi. 
Genç işçiler 4 ay “denenecek”
“Yapılan düzenleme iş sözleşmesine konulabilecek deneme süresi iki ay ile sınırlandırılmakta, genç işçilerin tecrübelerinin ve istihdamlarının arttırılabilmesi amacıyla yirmi beş yaş altındaki işçiler için iş sözleşmesine konulabilecek deneme süresinin dört aya kadar uzatılabilmesine imkân tanınmaktadır” şeklindeki 62. madde ile genç işçilerin “deneme süresi”nin 4 aya kadar çıkarılabileceği belirtiliyor. Genç işçileri ayrımcılığa maruz bırakan bu madde, gençlerin dört ay süreyle çalıştırıldıktan sonra işte çıkarılmalarını meşru kılıyor.

Asgari ücret artacağına düşüyor
Tasarıdaki Madde Gerekçeleri altbaşlığını 23. Maddesinde “…ayrıca asgari ücret tanımındaki 16 yaş ibaresi 18 olarak değiştirilmektedir” şeklindeki ifade mevcut durumda 16 yaş altı ve üstündekiler için ayrı şekilde belirlenen asgari ücret, bu yasa ile 18 yaş altı ve üstündekiler için ayrı ayrı belirlenecek. Bu da 16-18 arasında olanların ücretinde düşmeye yol açacak. Böylelikle, bugün 16 yaşından büyükler için net 599 liralık asgari ücret 518 liraya düşecek.

Turizmde emek sömürüsü artacak
“Denkleştirme süresi turizm işletme belgeli işyerleri için dört aya kadar uzatılabilir” şeklindeki 64. madde ile, azami iki ay olarak belirlenmiş denkleştirme süresinin turizm işletme belgesine sahip işyerleri için dört aya çıkarılması öngörülüyor. Bunun özellikle turizm dönemlerinde işçilerin ağır koşullarda çalıştırılması, birkaç kişinin yapacağı işin bir kişinin üzerine yıkılması ve turizmde istihdamın azalması gibi sonuçlar doğuracağı düşünülüyor.

Danıştay’dan dönen madde de eklendi
65. maddede, daha önce hükümet tarafından yapılamaya çalışılan ancak Danıştay’dan dönen yönetmelik değişikliği bu kez de yasa yoluyla sağlanmaya çalışılıyor. Bu madde ile, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetlerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüklerinde görevli memurlarca yapılmasının önü açılıp uzmanlık isteyen denetim ve inceleme işinin ve yetkisinin düz memurlar eliyle yaptırılmak isteniyor.

“İhtiyaç fazlası” işçiler sürgüne
Mahalli idarelerin ihtiyaç fazlası işçilerine ilişkin hükümler alt başlığındaki 109. Madde ile, il özel idareleri veya belediyelerin sürekli işçi kadrolarında çalışan “ihtiyaç fazlası” işçilerin, Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki sürekli işçi kadrolarına atanması gündeme getirilmektedir. Bu düzenleme on binlerce belediye işçisinin farklı illere taşınmasına yol açacağı, kişilerin rızası alınmadan yapılacak bu değişikliklerin ciddi sorunlar yaratacağı görülüyor. Ayrıca “ihtiyaç fazlası” tanımlamasının neye göre yapılacağı bilinmiyor. 

Bu işçilerin, nakli gerçekleştiren kurumdan alacaklarının devredilmeyeceği de belirtiliyor.
Ayrıca bu işçilerin ataması yapıldıktan sonra 5 gün içinde yeni görevlerine başlamamaları halinde atamaların iptal edileceğine dair hüküm, insanlık dışı bir karar olarak göze çarpıyor.

İşçi nakleden belediyelerin beş yıl süreyle kadrolu işçi alımı yapamayacaklarına dair hüküm de taşeronlaştırmanın yaygınlaşması için zemin hazırlıyor. 

AKP’li vekil bile isyan etti
AKP’nin görme engelli İstanbul Milletvekili Lokman Ayva, torba yasadaki engellilerle ilgili düzenlemenin ayrımcılığa neden olduğu gerekçesiyle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in partiden ihracını istedi. Ayva, Dinçer ile ilgili olarak “İcra ettiği bakanlık vazifesinin etkileme imkanını da kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin özürlü vatandaşlarını dışlayacak, ayrımcılığa uğratacak mevzuat oluşturma teşebbüsünde bulunmak suretiyle partinin programına, insan hakları ve hukukun evrensel temel kural ve normlarına aykırı faaliyetlere katılmış, bizzat aykırı eylem ve işlemlerde bulunmuştur” ifadelerini kullandı. Bakan Ömer Dinçer ise konuya farklı bir noktadan bakarak, Ayva'nın tepkisini “Lokman bizim kardeşimizdir. Bu soruyu ona sorun. Muhtemelen duygusal bazı şeyler olabilir ama onu Lokman'a sorun lütfen. Bunların hepsi birbirimize nazlanmadan ibaret şeylerdir” şeklinde değerlendirdi.
Engelli istihdamı esnekleştiriliyor
Tasarının 63. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30. maddesinde yapılan değişiklikle, maddeye yapılan eklemede yer alan “…Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işverenin başvurusu üzerine işin niteliği veya teminde güçlük nedeniyle işyerinde özürlü çalıştırma konusunda güçlük yaşanıp yaşanmayacağını karara bağlar…” cümlesi, idari bir kararla, işverenlerin engelli istihdam etme yükümlülüklerinden kurtulmalarına nende olabileceği hatta özürlü istihdamını fiilen ortadan kaldırabileceği görülüyor.

Rekabet artırılıyor
82. maddede 657 sayılı Kanunun 122. Maddesinde “Başarı, üstün başarı değerlendirmesi ve ödül” başlığı altında getirilmesi öngörülen düzenleme ile performans kriterleri gündeme getiriliyor. Böylelikle kamuda çalışanlar arasında rekabetin arttırılması, dayanışma ve kolektif çalışma kültürünün ortadan kaldırılması hedefleniyor.

Meslek liselilerin staj ücretleri düşüyor

Tasarının 54. Maddesinde geçen ‘ “Asgari ücretin % 30’undan” ibaresi “asgari ücretin net tutarının % 30’undan” şeklinde değiştirilmiştir’ ifadesi ile meslek liselerinde staj yapan öğrencilerin aldıkları ücretler düşürülüyor; stajyerlik için uygulanan asgari ücret 229 TL’den 178 TL’ye çekiliyor.

Aynı maddedeki bir başka ifade ile, stajyer çalıştıran iş yerleri için çalıştırılması gerek işçi sayısı sınırı 20’den, 5’e çekilerek, denetimin en az olduğu alanlar stajyer sömürüsüne açılıyor. Yani bir yandan ucuz emek sömürüsünün bir biçimi olan stajyerlik uygulaması genişletiliyor, öbür yandan ödenecek ücretler ise düşürülüyor. Meslek liseliler sömürüye daha fazla maruz bırakılıyor.

Kot taşlama işçileri yine mağdur!
Yasa tasarısının 56. Maddesindeki “Ayrıca Kanuna eklenen madde ile silikozis meslek hastalığında, kayıt dışı çalışmış olanların işyerleriyle çalışma ilişkisinin kurulamaması nedeniyle iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından yararlanamayanların 2022 sayılı Kanundan yararlandırılarak sosyal güvenliklerinin sağlanması amaçlanmaktadır” ifadesi ile kot taşlama işçilerinin yakalandığı silikozis hastalığı meslek hastalığı olduğu yine kabul edilmiyor.

Söz konusu tasarıda, silikozis hastalığı nedeniyle meslekte kazanma gücünün en az yüzde 40'ını kaybeden işçilere yoksul özürlülerin yararlandığı aylık bağlanması öngörülüyor. Bu durumda kot işçilerinin meslek hastası işçilerin yararlandığı haklardan çok daha geride olan 'özürlü' kategorisine dahil ediliyor. 

Neredeyse tamamı kayıt dışı, kaçak ve sigortasız çalıştırılan kot taşlama işçilerine silikozis raporu almaları halinde iş göremez gelirinin bağlanması için işçinin çalıştığını ispat yükümlülüğü de kaldırılmıyor.

İşverene kolaylık sağlanıyor
Yasa tasarısında yer alan 59. madde ile 18–29 yaş arası işçiler için işverenin ödemesi gereken sigorta primi, işsizlik sigortası fonundan karşılanacağı öngörülüyor. Bir başka deyişle, işçilerden kesilen fon işverenlere vergi indirimi olarak yansıyacak. Bunun sonucunda işverenlerin prim desteğinden yararlanabilmek için 29 yaş üstünde olan işçileri işten çıkarması yada işe almaması söz konusu olacak. 

Kısa süreli çalıştırma meşrulaşıyor
61. maddede ayrı ayrı açıklanan “çağrı üzerine çalışma”, “evden çalışma” ve “uzaktan çalışma” gibi kısa süreli çalışma tanımları oluşturuluyor. Bu iş tanımlarıyla çalışan işçilere kimi sosyal haklar sağlanmış olsa da, bu işçiler uzun vadeli iş haklarından ve kazanımlarından yararlanamıyor. Ancak yine de, bu kısa süreli çalışma fırsatları bir istihdam yöntemi gibi sunuluyor.

Ayrıca, esnek çalışma biçimlerinin iş kanuna girmesi, esnekliğin yani kuralsızlığın bir kural haline getirilmesini amaçlıyor.

Kademe ilerlemesi için yeni şartlar

Memurların kademe ilerlemeleri ile ilgili yeni düzenlemeleri kapsayan 72. Maddede, 1. derece öncelikli illerde görev yapanlara her iki yıl için 1 kademe ilerlemesi verileceğine dair madde, “başarılı geçen her iki yıl için 1 kademe ilerlemesi verilmesi” şeklinde değiştiriliyor, yani kademe alabilmek için “başarı” kriteri çıkarılıyor.

Ayrıca mevcut durumda son 6 yıllık sicil notu ortalaması 90 ve yukarı olan tüm memurlar için uygulanan ilave bir kademe verilmesi, tasarıda son 10 yılda herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara ilave bir kademe ilerlemesi verilmesi şeklinde değiştiriliyor. Bu haliyle ilave bir kademe ilerlemesi için 90 sicil notu ortalaması şartı kaldırılması olumlu bir gelişme olsa da, 6 yıllık sınır 10 yıla çıkarılması memurların hiç de yararına görünmüyor.

Özel sektörden kamuya atanma
657 Sayılı Kanunun 68. maddesinin A bendinde bulunan yukarı derecelerdeki kadrolara yükseltilme şartları arasından “sicil bakımından üst derecelere yükselebilecek nitelikte olmak” şartı çıkarılmakta, böylece üst düzey yöneticilerin özel sektörden atanmalarının önü açılıyor.

Bu görevlere dışarıdan atanan üst düzey personelin özel sektörde ya da serbest meslek sahibi olarak kamu dışında geçen sürelerinin tamamı, kurumlarda fiilen çalışılan sürelere dahil ediliyor.

Vardiya düzenlemeleri kuruma bırakılıyor
77. maddede yer alan “Madde ile günün yirmi dört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan memurların çalışma saat ve şekillerinin kurumlarınca düzenlenmesine imkân tanınmıştır. Hâlen Devlet Personel Başkanlığının muvafakati alınarak belirlenen çalışma saatleri, bürokrasinin azaltılması anlayışı çerçevesinde kurumlara bırakılmaktadır” ifadesi ile vardiya düzenlemeleri kurumun inisiyatifine geçiriliyor. Önceden merkezi şekilde belirlenen vardiya düzenleri bu yasa ile kurumun ilgili başkanlığının kontrolü altına alınıyor. Bu duruma, vardiyaların ayarlanmasında kurum içi kişisel faktörlerin etkisinde kalınacağı ve eşit bir dağıtımın yapılmasının zorlaşacağı düşünülüyor.

İnternetten içki satmak yasak

Torba yasa tasarısına son anda eklenen maddelerden biri de internet üzerinden alkol satışını yasaklıyor. İlgili ek maddeye göre internet üzerinden içki satanlar 20 bin liradan 100 bin liraya kadar para cezasına çarptırılacak. Eğer satan olursa, satışı yapan şirketin internet sitesi erişime kapatılacak.

Türkiye’de internet üzerinden alkollü içki satışı yapan yaklaşık 1500 site bulunuyor. Böylesi bir adım atan AKP iktidarının yakın gelecekte alkol satışını tamamen yasaklamasının da gündeme gelebileceğinden endişe ediliyor.

Öğrenciye af geliyor ama…
Torba yasanın olumlu maddelerinden biri olan öğrenci affını öngören ek madde de aslında eğitimin bir kazanç kapısı haline getirildiğini net bir şekilde gösteriyor. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın “son öğrenci affı” olarak nitelendirdiği torba yasa kapsamındaki affın ardından yükseköğretim kurumlarından mezun olmak için konulan yıl sınırlaması kaldırılacak. Öğrencilerin okulu uzatmamaları ekonomik baskı kurarak sağlanacak. Zamanında mezun olmayan öğrenci okulunu uzattıkça ödeyeceği harç ikiye katlanacak. Zaten yüksek olan harç ücretleri okulunu birkaç sene uzatan bir öğrenci için neredeyse özel üniversitelerinkilere denk olacak.

(soL - Haber Merkezi)
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Simon Ne Demek Simonlar

4857 Sayılı İş Kanunu Kimleri Kapsar

Sendikaların Tarihsel Gelişimi