Çok Çalışan İşçinin Emekli Aylığı Düşüyor/Şükrü Kızılot
Çok çalışan işçinin emekli aylığı düşüyor/ Link:Şükrü Kızılot
“Olur mu öyle şey?”demeyin.
Oluyor!
SSK’lı (4/a’lı) olarak çalışanlar, ne kadar çok çalışır ve prim öderlerse, bağlanacak emekli aylıkları o kadar düşük oluyor.
Başka bir anlatımla, “az çalışan çok, çok çalışan az” emekli aylığı alıyor.
Diyeceksiniz ki; “İnanılır gibi değil”İster inanın ister inanmayın mevzuat ve uygulama böyle!..
NİÇİN BÖYLE?
Siz sormadan, ben anlatayım.
SSK’lı (4/a’lı) bir ücretlinin emekli aylığı;
“Aylık bağlama oranı X Ortalama aylık kazanç”formülüne göre hesaplanıyor.
Demek ki aylık bağlama oranı ve ortalama aylık kazanç yüksek olduğu ölçüde daha fazla emekli aylığı bağlanıyor. Bu da ücretlinin prim tutarı ve prim ödeme gün sayısı ne kadar yüksekse, o kadar fazla aylık bağlanacağı anlamına geliyor.
Ancak burada “ince bir nokta” var, o da şu;
1 Ekim 2008 öncesinde sigortalı olanların, bu tarihten sonraki prim ödeme gün sayısı ne kadar fazla olursa yani ne kadar çok çalışırlarsa, emekli aylıkları da o kadar düşük oluyor!
Nasıl fıkra gibi değil mi?
İsterseniz somut bir örnek verelim;
Şu anda en düşük SSK emekli aylığı olarak yaklaşık 620 TL bağlanıyor. Oysa bundan bir yıl önce, en düşük emekli aylığı olarak yaklaşık 650 TL bağlanıyordu. Oysa makul olan, en düşük aylığın azalması değil artması yani 2010’da en düşük emekli aylığı olarak bağlanan 650 TL’nin, bugün 680- 690 TL olarak bağlanması olmalıydı.
Dönüp bakıyoruz; özellikle 1 Ekim 2008 sonrasında, çalışma süresi arttıkça, bağlanacak “emekli aylığı” daha düşük oluyor!
ASGARİ ÜCRET İLE 2 BİN 500 TL AYNI
Mevcut sisteme göre, öteden beri asgari ücret üstünden primi ödenen bir işçinin, son birkaç yıl priminin 2 bin ya da 2 bin 500 TL üstünden ödenmesi, bağlanacak emekli aylığını artırmıyor.Bu uygulama, ücretin düşük gösterilmesi şeklinde “kayıt dışı istihdamı” da teşvik ediyor. Bazı işverenler, örneğin 2 bin 500 TL ücret alan işçisine “Evladım, bordroda asgari ücretten göstermemle, 2 bin 500 TL’den göstermem emekli aylığını etkilemiyor” diyebiliyor. İşçi o aşamada olayın “kıdem tazminatı” boyutunu da düşünmediğinden ya da iş bulmak ciddi bir sorun olduğundan, sesini çıkartmayabiliyor.
ERKEN EMEKLİLİĞE TEŞVİK
Bu yönüyle sistem işçileri erken emekliliğe teşvik ediyor. Prim ödeme gün sayısını dolduranı da emekli olana kadar prim ödememeye itiyor.
İşçi emekli oluyor, kıdem tazminatını alıyor. Ardından başka bir işyerinde ya da aynı işyerinde, hem emekli aylığı hem de ücret alarak çalışıyor. Prim ödeme gün sayısını doldurup, aylık bağlatmak için emeklilik yaşının dolmasını bekleyen de, aylığım düşmesin diye sigortasız çalışabiliyor.
“Peki, doğrusu ne olmalı?” diye soranlar için açıklayalım; mevcut sistem, ilk kez 30 Nisan 2008’den sonra sigortalı olanlarda olduğu gibi, geç emekli olmayı ve çalıştıkça daha fazla emekli aylık bağlanmasını sağlayan ve özendiren bir sistem olmalı.
“Olur mu öyle şey?”demeyin.
Oluyor!
SSK’lı (4/a’lı) olarak çalışanlar, ne kadar çok çalışır ve prim öderlerse, bağlanacak emekli aylıkları o kadar düşük oluyor.
Başka bir anlatımla, “az çalışan çok, çok çalışan az” emekli aylığı alıyor.
Diyeceksiniz ki; “İnanılır gibi değil”İster inanın ister inanmayın mevzuat ve uygulama böyle!..
NİÇİN BÖYLE?
Siz sormadan, ben anlatayım.
SSK’lı (4/a’lı) bir ücretlinin emekli aylığı;
“Aylık bağlama oranı X Ortalama aylık kazanç”formülüne göre hesaplanıyor.
Demek ki aylık bağlama oranı ve ortalama aylık kazanç yüksek olduğu ölçüde daha fazla emekli aylığı bağlanıyor. Bu da ücretlinin prim tutarı ve prim ödeme gün sayısı ne kadar yüksekse, o kadar fazla aylık bağlanacağı anlamına geliyor.
Ancak burada “ince bir nokta” var, o da şu;
1 Ekim 2008 öncesinde sigortalı olanların, bu tarihten sonraki prim ödeme gün sayısı ne kadar fazla olursa yani ne kadar çok çalışırlarsa, emekli aylıkları da o kadar düşük oluyor!
Nasıl fıkra gibi değil mi?
İsterseniz somut bir örnek verelim;
Şu anda en düşük SSK emekli aylığı olarak yaklaşık 620 TL bağlanıyor. Oysa bundan bir yıl önce, en düşük emekli aylığı olarak yaklaşık 650 TL bağlanıyordu. Oysa makul olan, en düşük aylığın azalması değil artması yani 2010’da en düşük emekli aylığı olarak bağlanan 650 TL’nin, bugün 680- 690 TL olarak bağlanması olmalıydı.
Dönüp bakıyoruz; özellikle 1 Ekim 2008 sonrasında, çalışma süresi arttıkça, bağlanacak “emekli aylığı” daha düşük oluyor!
ASGARİ ÜCRET İLE 2 BİN 500 TL AYNI
Mevcut sisteme göre, öteden beri asgari ücret üstünden primi ödenen bir işçinin, son birkaç yıl priminin 2 bin ya da 2 bin 500 TL üstünden ödenmesi, bağlanacak emekli aylığını artırmıyor.Bu uygulama, ücretin düşük gösterilmesi şeklinde “kayıt dışı istihdamı” da teşvik ediyor. Bazı işverenler, örneğin 2 bin 500 TL ücret alan işçisine “Evladım, bordroda asgari ücretten göstermemle, 2 bin 500 TL’den göstermem emekli aylığını etkilemiyor” diyebiliyor. İşçi o aşamada olayın “kıdem tazminatı” boyutunu da düşünmediğinden ya da iş bulmak ciddi bir sorun olduğundan, sesini çıkartmayabiliyor.
ERKEN EMEKLİLİĞE TEŞVİK
Bu yönüyle sistem işçileri erken emekliliğe teşvik ediyor. Prim ödeme gün sayısını dolduranı da emekli olana kadar prim ödememeye itiyor.
İşçi emekli oluyor, kıdem tazminatını alıyor. Ardından başka bir işyerinde ya da aynı işyerinde, hem emekli aylığı hem de ücret alarak çalışıyor. Prim ödeme gün sayısını doldurup, aylık bağlatmak için emeklilik yaşının dolmasını bekleyen de, aylığım düşmesin diye sigortasız çalışabiliyor.
“Peki, doğrusu ne olmalı?” diye soranlar için açıklayalım; mevcut sistem, ilk kez 30 Nisan 2008’den sonra sigortalı olanlarda olduğu gibi, geç emekli olmayı ve çalıştıkça daha fazla emekli aylık bağlanmasını sağlayan ve özendiren bir sistem olmalı.
Yorumlar
Yorum Gönder