Taşeron Yasasıyla Taşeronlaşma Yaygınlaşacak Emek Sömürüsü Artacak / H. Faruk Üstün

Taşeron Yasasıyla Taşeronlaşma Yaygınlaşacak Emek Sömürüsü Artacak / H. Faruk Üstün*
Hükümetçe hazırlanan taslakta; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin 7. fıkrasında yer alan, "... işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde..." belirlemesinin kaldırılması işverenlerin talebi olup taşeronlaştırmayı yaygınlaştırmayı, emek sömürüsünü yoğunlaştırmayı amaçlamaktadır.

Yine 7. fıkradaki "sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran" ibaresindeki "aldığı işte" belirlemesinin 7. fıkradaki tanımlamadaki değişikliğin doğal sonucu olarak, kaldırılması; her işletmede ve her işyerinde bütün işlerin alt işverenlere/taşeronlara verilmesini sağlamaktadır.

AKP Hükümetinin hazırladığı bu kanun tasarısı taslağı ile ilgili değerlendirme ve tespitler yapan KAMU SERMAYELİ KURULUŞ VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde” ibaresinin kaldırılması ile bu iki unsurun bir arada bulunması zorunluluğu kaldırılmıştır. Bu yönüyle yapılan değişiklik olumlu olarak değerlendirilmektedir." diyerek; AKP Hükümetinin taşeron işçilerini bahane ederek, tüm işçilere nasıl bir kazık hazırladığını göstermektedir.

AKP Hükümetinin amacı; alt işveren/taşeron işçilerinin çalışma ve ücret koşullarını iyileştirmek değildir. Amaçları; taşeronlaştırmayı daha da yaygınlaştırmak, asıl işleri de taşeronlara verdirerek, "..gerek alt işverenlik yönetmeliğinde gerekse mahkeme içtihatlarında muvazaanın varlığına hükmolunmasını” engellemektir. Hükümet, Asıl işverenin işinde alt işveren işçisi gibi gösterilerek düşük ücretle, kötü koşullarda, üstelik aşağılanarak, kişilikleri rencide edilerek çalıştırılan kamu işçilerinin, açtıkları davalarla bu muvazaalı çalışmayı tespit ettirerek bütün yasal haklarını kazanmalarından rahatsız olmaktadır. Kesinleşen yargı kararlarının gereği ödemek zorunda olduğu parasal hakları ödememekte direnmektedir. Bu Taslakla getirilen değişiklik; “muvazaalı çalıştırma” iddiasını ve tespitini ortadan kaldıracak ve işçileri tamamen taşeronların sömürü, baskı ve aşağılamasına terk edecektir.

AKP Hükümeti ve onun ÇSG Bakanı, gözümüzün içine baka baka işçileri tuzağa düşürmeye çalışmaktadır. Bu Hükümetin kamu işletmelerinden ve kamu işçilerinden sorumlu Genel Müdürlüğü, bu yasa taslağına ilişkin değerlendirmesini ve tespitini esas amaçlarını ortaya koyacak şekilde, kelimesi kelimesine, aynen şöyle yapmaktadır. "Öte yandan getirilen işbu düzenleme ile mevcut düzenlemede yer alan alt işverenlik ilişkisinde bulunması gereken kıstaslara yer verilmemesi nedeniyle asıl işverenin, işlerinin tamamını bölümlere ayırmak sureti ile birden fazla alt işverene verebileceği sonucu çıkmaktadır. Bu durum özellikle asıl işinin büyük bir kısmını alt işverenlere yaptıran/yaptırmak isteyen KİT’ler açısından olumlu olarak değerlendirilmektedir." Hükümetin taslağının asıl amacı bu değerlendirmede hiç bir yoruma, kıvırtmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya fırlamaktadır. Bu yasa taslağını hazırlayanların zihniyetini ve gerçek yüzlerini teşhir etmektedir.

Demek ki; bu taslak yasalaştığında asıl işverenler, asıl işlerin büyük bir kısmını hatta tamamını bölümlere ayırmak suretiyle alt işverenlere/taşeronlara vererek taşeronlaştırma belasını yaygınlaştıracakları gibi asıl işlerde çalışmakta olan işçileri de taşeron belası ile tehdit altında tutacaklardır. Amacı; sendikal örgütlenmeyi engellemek, toplu sözleşme hakkını kullanamaz duruma getirmek, emek sömürüsünü yoğunlaştırmak, yoksullaşan emekçileri de hükümetin lûtfuna ve müsaadesine bağlı sosyal yardıma/sadakaya mahkûm etmektir.

Hükümetçe hazırlanan ve Çalışma Bakanının ve de yalama medyanın “Taşeron işçilerine müjde” adı altında yutturulmaya çalışılan bu kanun tasarısı taslağının taşeron işçilerine sağladığı hiçbir hak ve çıkar olmadığı gibi kazanılmış haklarımızı da yok etmeyi, en başta kıdem tazminatı hakkını budayarak işverenleri rahatlatmayı amaçlamaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. Maddesinin aşağıda yer alan 8. fıkrası, "Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz..." demektedir. Mevcut Yasadaki bu düzenlemeden “…veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.” hükümleri çıkartılıyor, aşağıdaki tuzak düzenleme getiriliyor.

“8) Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz. Bu durumda veya alt işveren değiştiği halde alt işveren işçilerinin değiştirilmeden çalıştırılması ya da işin sevk ve idaresinin asıl işveren tarafından yürütülmesi halinde alt işveren işçilerine ödenecek ücret ve diğer sosyal haklar asıl işveren işçilerine ödenen emsal ücret ve sosyal haklardan az olamaz.”

Bu tuzak düzenleme ile işverenler, asıl iş de dahil olmak üzere bütün işleri alt işverene vererek, “muvazaa belasından” kurtarılıyor. Buna karşılık, “Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınması veya alt işveren değiştiği halde işçilerin değiştirilmeden çalıştırılması halinde bu işçilere ödenecek ücret ve diğer sosyal haklar asıl işveren işçilerine ödenen emsal ücret ve sosyal haklardan az olamaz denilerek de güya işçilere sözde ücret ve sosyal hak güvencesi veriliyor.

Bu düzenleme sözde ücret ve sosyal hak güvencesi veriyor, ancak iş güvencesi vermediği için bu güvence bir anlam ifade etmiyor. Asıl işverenin işi taşerona vermesi halinde taşeronun asıl işveren işçisini işe alma mecburiyeti olmadığı gibi alt işverenin değişmesi halinde de yeni alt işverenin/taşeronun da mevcut işçileri çalıştırma mecburiyeti bulunmamaktadır. Taslakta da böyle bir mecburiyet ve yükümlülük yer almamaktadır. Dolayısıyla mevcut işçilerin ücret ve sosyal haklarını yüksek bulan alt işverenler/taşeronlar, düşük ücretlerle yeni işçiler çalıştıracaklardır. Taslaktaki ek madde düzenlemesi ile de “Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere;

a) İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması,

b) Hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması, yönünde hükümler konulamaz.” denilerek alt işverenlere söz konusu yükümlülüklerin dayatılamayacağı da hüküm altına alınmaktadır.

Ayrıca; asıl işveren, bu taslaktaki düzenlemeye göre, asıl işlerinin tamamını bölerek alt işverene verirse; emsal ücret ve sosyal haklar neye göre ve kim tarafından belirlenecektir? Bu da boşta kalan sözde bir hak ve düzenlemedir.

Bu düzenleme ile AKP Hükümetinin neyi amaçladığını kendisi çok daha güzel açıklamaktadır: “Taslak düzenleme ile mevcut düzenlemede alt işverenlik ilişkisinden kaynaklanan ihlalin muvazaa olarak değerlendirilmesi ve böylece alt işverenin işçilerinin işbu muvazaaya dayanarak iş sözleşmesinin başlangıcından itibaren asıl işverenin işçisi sayılması uygulamasının sona erdiği görülmektedir.” Demek ki amaç neymiş? “..mahkemeler tarafından muvazaaya hükmedildiği durumlarda kamu işçisi olmayı gerektiren şartları ve vasıfları haiz olmayan alt işveren işçilerinin otomatik olarak kamu işçileri olarak kabul edilmesinin önüne geçmek”.

AKP Hükümetinin 11 yıllık iktidarında işçiler için hiçbir yeni kazanım sağlamadığı, tam aksine kazanılmış haklarımızı geriye götürdüğü aşikardır. 12 Eylül Askeri Diktasının, sendikal hak ve özgürlüklerimizi kısıtlamak, geriletmek amacıyla getirdiği faşizan düzenlemelere, barajlara sahip çıkan AKP Hükümetinin ve Çalışma Bakanının bu kanun tasarısı taslağı da bu zihniyetin ürünüdür. Bütün işçileri köleliğe mahkum etme amaçlıdır.

İşçi sınıfının ilkelerine, mücadele geleneğine bağlı sendikalarımızın, bütün emek örgütlerinin, taşeron işçilerinin derneklerinin bu kanun tasarısı taslağına karşı çıkmaları şarttır.

                          H.Faruk Üstün
*Tez-Koop İş Sendikası Eski Genel Sekreteri

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM