Maden İşçisi Sertan Adıyaman Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin Açılış Dersini Verdi



ZKÜ’NÜN AÇILIŞ DERSİNİ MADEN İŞÇİSİ VERDİ

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nin (ZKÜ) 2010-2011 Eğitim-Öğretim Yılı açılış töreni 5 Ekim 2010 tarihinde Zonguldak’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleştirildi.

Vali Erdal Ata, Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref, TTK Genel Müdürü Burhan İnan, Sendikamız Genel Başkanı Ramis Muslu başta olmak üzere çok sayıda siyasetçi, bürokrat, sivil toplum örgütü, meslek odaları temsilcileri ile üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerin katıldığı açılış töreninde ZKÜ’nün geleneksel açılış dersini bir maden işçisi verdi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessesesi’nde Pano Ayak Üretim İşçisi olarak çalışan Sertan Adıyaman’ın verdiği açılış dersi ayakta alkışlandı.

Maden işçisi Sertan Adıyaman’ın verdiği dersin özeti şöyle;
Zonguldak  Karaelmas Üniversitesi’nin 2010-2011 Eğitim Öğretim Dönemi açılışında, maden işçileri adına burada olmaktan büyük mutluluk duyduğumu ifade ediyorum.

Türkiye genelindeki tüm şehirlerde üniversiteler açılıyor. Fakat  hiçbir şehir, yeraltı kaynığıyla bu kadar bütünleşerek gelişmemiştir. Bu önemi tekrar vurgulayan ve biz madencileri buraya davet ederek onurlandıran sayın Rektörümüz Bektaş Açıkgöz’e, tüm maden işcileri adına özellikle teşekkür ediyorum.

MADEN İŞÇİLERİNİN UNUTULMAZ HİKAYELERİ VAR
1829 yılında Uzun Mehmet’in kömürü bulmasıyla başlayan bir sürecin ve
1848 yılında doğrudan taşkömürünü üretiminin  başlamasıyla şekillenen
bir şehrin hikayesidir madencilik ve Zonguldak.

160 yılı aşkın yaşanan bu süreçte Türkiye’nin  dört bir yanından gelenlerin hikayeler var.
Kimi yabancı şirketlerin zulmü altın da üretti. Kimi mükellefiyet uygulamaları altında da...

Daha yakın dönemde  maden ocakları kapatılmasın diye Ankara yollarına  çıkan maden işcilerinin ve halkının üretmek için yaşanan unutulmaz hikayeleri var.

Hep üretmek için yaşanan bu hikayelerin en acı hikayeleri
5 bin şehidimizin hikayesidir. Bu emekçilerin başkenti şehrimizde her evde olmasa da her sülalede
bir emekçi şehidi bulunur. Yüzyılı aşan, emekçilerin bu unutulmaz hikayeleri günümüze kadar nesilden nesile devam etti ve bundan sonrada devam edecektir. Bu şehri emeğin başkenti yapan ve Karaelmas ile Zonguldak’ı birleştiren başta şehitlerimiz olmak üzere hayatını kaybeden tüm kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyorum.

TAŞKÖMÜRÜ ÖNEMLİ BİR ENERJİ KAYNAĞI
Herkes madenciliğin çok farklı ve zor bir meslek olduğunu söyler. Ben sizlere ne kadar anlatmaya çalışsam da   bu duyguları yaşamadan, hissetmeden anlamak çok zor olur.

Taşkömürü halen dünya sanayinin vazgeçemediği bir enerji kaynağı olarak önemini koruyor. Ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada üretimi devam ediyor.

Zonguldak bölgesinde 1,3 milyar ton taşkömür rezervi olduğu biliniyor.

TTK  ve özel sektör olarak yılda yaklaşık 3 milyon ton üretiliyor. Ülke ihtiyacımız 20 milyon ton, aradaki fark yaklaşık yılda 2 milyar dolar ödeyerek dış ülkelerden karşılanıyor. Ne kadar acı.

5 milyon ton kurulu kapasitesi olan TTK, geçmişte bu üretimi gerçekleştirmiş. Şimdi 1,5  milyon ton üreterek çalışmasını anlamıyorum. Bu kapasite ile çalışan kurumun zarar etmesi kaçınılmazdır.

Kömür yeraltında beklerken, işsizimiz yer üstünde bekliyor. Gerekli yatırımlar biran önce yapılıp, işçi açıkları giderilip üretim artırılmalıdır. Türkiye’nin  taşkömürüne, TTK’ya ve Zonguldak’a ihtiyacı var.

Bizler üretmek ülke ekonomisine katkıda bulunmak istiyoruz. Ancak bu üretimi gerçekleştirirken hiçbir arkadaşımızın canının yanmasını istemiyoruz. Bunun için gerekli koşullar düzenlenmeli ve teknolojik yatırımlar gerçekleştirilmelidir.

İŞ KAZALARININ YÜZDE 98’İ ÖNLENEBİLİR
Yapılan araştırmalar da Türkiye’nin  iş kazalarında üst sıralarda olmasını, dünyanın en kötülerin içinde olmasını, kabul edemiyorum.

Unutulmamalıdır ki iş kazalarının yüzde 98 önlenebilir kazalardır.

Yeri gelmişken belirtmek istiyorum.  Yeraltında kömür üretmek herkesin işi değildir. Kısa süre önce yaşadığımız grizu faciası  taşeron mantığının ne kadar yanlış olduğunu gösterdi. Ancak hâlâ bu yanlışta ısrar etmek, yeni acılara davetiye çıkarmaktır.

Unutulmasın ki yeraltında bir kişinin küçük bir hatası yüzlerceye varan insanların hayatına mal olabilir.
Türkiye’nin  TTK’ya ihtiyacı var. 160 yıllık bu birikim harcanamaz. TTK’ya sahip çıkılmalıdır.

TAŞKÖMÜRÜ, SANAYİNİN CAN DAMARIDIR
Taşkömürü ülkemiz de başta demir-çelik sektörü olmak üzere, ülkemiz sanayinin can damarıdır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, ulusun Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıllarında yaptığı gibi, aynı anlayışla sahip çıkılmalıdır. En küçük bir ekonomik krizde, bir ülke anlaşmazlıkların da, enerji kaynakları, bir koz olarak kullanılmak istenmektedir. Daha önce 50-60 dolara düşen taşkömürünün tekrarında gün gelip 300 doları aştığı unutulmamalıdır. Almanya, kendi üretimi için teşvik verirken, bizim ülkede zarar söylemlerinin ısrarla, tekrarlanmasının anlamı yoktur. 
 
Bu konum da TTK daha çok, daha verimli  üretir hale getirilmelidir.

Sözlerimi tamamlarken özellikle  rektörümüz Bektaş Açıkgöz’e tekrar teşekkür ediyorum.
2010-2011 Eğitim-Öğretim yılında hocalarımız ve öğrencilerimize başarılar dilerim”   

Açılış dersinin ardından ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz, maden işçisi Sertan Adıyaman’a çiçek, plaket ve hediye verdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Migros Satılıyor Migros Kime Satılıyor

Simon Ne Demek Simonlar

İKTİDAR İÇİN DEĞİŞİM