Toplu İş İlişkiler Kanununda İşkolu Barajını Binde 5 İle Yüzde 3 Olarak Değiştirme Yetkisi Bakanlar Kuruluna Veriliyor


TİS SINIRLI, YETKİ ZOR, GREV YASAK
Toplu İş İlişkileri Tasarısı'nın toplu sözleşme ve grev hakkını düzenleyen hükümleri açısından yapılacak ilk değerlendirme hiçbir şeyin değişmediğidir. 12 Eylül rejiminin anlayışı doğrultusunda hazırlanan ve son otuz yıldır yürürlükte olan 2822 sayılı Kanun'un genel yaklaşımı bu yeni tasarıda da aynen korunuyor. Sendikalar mevzuatı hükümlerine ilişkin bahsedilecek kimi olumlu düzenlemeler, toplusözleşme ve grev hakları açısından neredeyse hiç denilecek noktada. Mevcut yasadaki yetki engelleri ve grev yasakları aynen devam ediyor.

Toplu sözleşme mevzuatı açısından en önemli sorun yetki konusunda. İşyeri, işletme ve iş kolu şeklindeki üçlü baraj sistemi varlığını yeni tasarıda da koruyor. Tasarıyla ilgili en yoğun tartışmalar da bu konuda, özellikle iş kolu barajı noktasında sürüyor.

YENİ BARAJLARLA YOLA DEVAM
Tarafların daha önce üzerinde mutabık kaldığı belirtilen tasarıya göre iş kolu barajı binde 5'e çekilecekti. Ancak tasarının Bakanlar Kurulundan Meclise sevk edilmesi sürecinden başlayarak iş kolu yetkisi konusunda değişiklikler yaşandı. Bakanlar Kurulunun sevk ettiği metinde iş kolu barajı yüzde 3'e yükseltilirken, yetkili sendikalara 5 yıllık geçiş süreci tanındı. Alt komisyonda 5 yıllık geçiş süreci aynen korunurken yüzde 3'lük barajın bu sürenin sonunda kademeli olarak yüzde l'e indirilmesi öngörüldü.

Tasarının Genel Kurul öncesi son durağı olan Meclis Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda ise denilebilir ki başlangıçtan bugüne kadar en geri biçimini aldı. Buna göre; Ekonomik Sosyal Konsey üyesi konfederasyonlara üye sendikalar için iş kolu barajı yüzde 1 olurken, bağımsız sendikalar için bu oran yüzde 3 olarak belirlendi. Bu arada ikinci bir baraj engeli getirildi: Üye sayısı iş kolu barajını aşsa bile bir sendikanın toplusözleşme yapabilmesi için en az 2 bin üyesi olması zorunlu oldu. Yetkili sendikalara öngörülen geçiş süreci ise kaldırıldı. Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırı olan bu düzenlemelerle mücadeleci yeni sendikaların ortaya çıkması engellenmek isteniyor.

Bugün noter şartının kalkması gerekçe gösterilerek sendikaların artık çok rahat üye yapacaklarını düşünmek doğru değil. Sendikalaşmada en önemli engel patronların tutumu ve bununla paralel giden uzun yargı süreçleri. Üstelik işverenlere yönelik cezalar caydırıcı değil. Noter sisteminin kalkması sendikalar açısından bir nebze rahatlama sağlayacak olsa da baraj sisteminin devamı örgütlenmenin önünü açmıyor.

SENDİKALAR REHİN ALINIYOR
Tasarının ruhunu ele veren en önemli düzenlemelerden birisi Bakanlar Kuruluna iş kolu barajının binde 5 ile yüzde 3 olarak değiştirebilme yetkisinin verilmesi. Bu düzenlemeyle yasama organının yetkisi yürütmeye devredilmiş oluyor. Bu yetki, hükümetlerin, iş kolu barajlarını sendikaların üzerinde Demokles'in Kılıcı gibi sallamasının yasalaşması anlamına geliyor. Sendikaların toplumsal muhalefet ve mücadele konusundaki tutumları karşısında, önlerine konacak ilk meselenin bu olacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok. Hükümet, sendikal yapılar içerisinde otokontrol refleksini geliştirecek, bürokratik anlayışların önünü açacak bu düzenlemeyle adeta sendikaları rehin alıyor.

Tasarının ruhunu ele veren en önemli düzenlemelerden birisi Bakanlar Kuruluna iş kolu barajının binde 5 ile yüzde 3 olarak değiştirebilme yetkisinin verilmesi. Hükümet, sendikal yapılar içerisinde otokontrol refleksini geliştirecek, bürokratik anlayışların önünü açacak bu düzenlemeyle adeta sendikaları rehin alıyor.

Lastik işçilerinin grevi milli güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanmıştı. Kaynak: Evrensel Gazetesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Simon Ne Demek Simonlar

4857 Sayılı İş Kanunu Kimleri Kapsar

6772 Sayılı İlave Tediye Kanunu